Okulların önünde küçük kuyruklar var. Anneler babalar, elleri çocuklarının elinde öğretmenlerin kapıyı açmasını bekliyor. Az konuşuluyor. Her zamanki cıvıltı yok. Bir iki kıvılcım şimdilik.
Esnaf habire temizliyor dükkânını. Kapının önüne çıkıyor, tekrar içeri giriyor, yapacak bir iş arıyor kendine. Kafe-restoran sahipleri, kahve vermek için kurdukları minik tezgâhların ardına geçmiş eski kalabalıkları düşünüyor. Özlemle.
Sokaklarda parklarda, bir göz karşıdan gelende, tedirginlikle ama hak etmişlerin, sabretmişlerin gururuyla yürüyor insanlar.
İki tanıdık karşılaşınca bir başka tuhaflık… Eller kollar nereye konacak? Bir şaşkınlık. Çok sevilen, özlenen biri evet karşıdaki ama ne yapmalı? Bir iki saniyelik bocalama… Öpüşürken kafaları aynı tarafa eğip çarpışırkenki gibi bir sersemlik… Bir buçuk metre kendini dayatıyor. Hayatlar artık hep bir buçuk metre.
Trafik ışıklarında, sokak köşelerinde kafalar ayrı karışıyor. Nerede beklenecek, kim nerede duracak, geçiş üstünlüğü kimde? Yaşlılarda mı gençlerde mi çocuklularda mı? Yeni sorular.
Üzerinde çalışıyoruz bunların.
Kendimizi geliştiriyoruz.
Toplum olmayı, beraber yaşamayı hiç bilmemiş gibi acemiyiz. Öğrenmeye çalışıyoruz. Tedirginiz ama sabırsızız da. Aksın hayat, çağlayıp gitsin istiyoruz. Ritmini bulsun.
İnsanoğlunun bu şekilde evrimleşeceği hiç aklımıza gelir miydi! Gerçekten, çocuklardaki değişimler özellikle dikkatimi çekmeye başladı. Sosyal yoksunluk, toplumsal davranışların değişimi çok hızlı olup bitti, çocuklar bunu farklı şekillerde dışa vuruyor. Okullardaki cıvıltının yokluğu en azından, bana bunu düşündürüyor..
YanıtlaSilçocuklar cıvıldayacak da, biz büyükler gem vuruyor gibiyiz. bir yandan da bizde, yani hollanda'da, daha önce bahsedilen kurallar çok sert uygulanmıyor gibi geliyor bana, çocuklar için çok fazlalar zaten. bakalım.
Silburada kafeler disariya masalari ve sandalyeleri koydular, orasi guzel, ama sonra her masa-sandalyenin bulunmasi gereken yeri tebesirle cizdiler. Yani anliyorum cunku ispanyollar dip dibe oturmayi-yasamayi cok seviyorlar,sonra kafeler ceza oduyor ama boyle tebesirle cizilince de her yer cinayet mahali gibi oluyor. Sanki olmusum de oturdugum yeri cizmisler gibi. Hala her sey cok garip
YanıtlaSiltebeşir değil mi? bak iklimsel işte bu işler. burada tebeşirin hükmü yok. bant çekiliyor. başka tür bir cinayet mahalli :)
SilBazen bir filmin içindeymişiz gibi hissediyorum. O kadar da olur mu dediğimiz her şey oluverdi...
YanıtlaSilhem de ne kadar kısa bir süre içinde. evvelden düşünseydik, belki iki-üç yıl, belki on yıl biçerdik bu değişime, iki ay bile sürmedi.
Sil