gece çalışmak


Eskiden de böyleydi… Benim için gündüz çalışmak çok zor. Ne kadar konsantre olmaya çalışsam da fayda etmiyor, gündüz tek yapabildiğim geceki işe hazırlanmak. Bütün gün ölüyor.

Yalnız değilim. Şimdiye dek çalıştığım bütün ofislerde, çoğunluk geceleri çalışmaya meyilliydi. Newsweek Türkiye’de de öyle. Gündüzleri layıkıyla kullanan çok az kişi var. Sebepleri çok elbette: Ofis gürültülü, uyaran fazla, birbirimizin dostluğundan hoşlanan insanlarız yani biraz laklak çok eğlenceli olabiliyor… İşin içinde belki bir ölçü gazeteci kibri de vardır. Şöyle anlatmayı deneyeyim: Orson Welles, Yurttaş Kane’de bir gece oturur, sabaha kadar durmaksızın çalışarak manşeti hazırlar. Yazar yazar yazar… Kahve sigara, kahve sigara, kahve sigara… Gazeteciliği zaten hep böyle hayal etmiştim. Ama bu şekli insanı çok dağıtıyor.

Haruki Murakami, üzerine konuşmayı çok sevdiğim kitabı What I Talk About When I Talk About Running'de yirmili yaşlarında geceleri çalıştığını ve zaman içinde bundan nefret ettiğini anlatır. Murakami o zamanlar yazmıyor, epey müdavimi olan bir caz kulübü işletiyordu. Komik gelecek belki ama bir gün kulübü kapattı ve yazar oldu. Şimdi geceleri saat onda yatıyor, sabahlarıysa çok erken kalkıp koşuyor, sonra da oturup yazıyor.

Saat 10 benim için çok erken ve sıkıcı, üstelik mevcut iş tanımı içinde neredeyse imkânsız. Ama kendimi birazcık gün ışığına kaydırabilir miyim? Geçen hafta neredeyse bütün gündüzleri pas geçip, geceleri işle doldurunca bu meseleyi düşünüp durdum.

Cevap vermek zor.

3 yorum:

  1. murakami'nin raymond carver'i seviyor olusunu cok seviyorum ben.

    ben de cok dusundum bu gece-gunduz meselesini. toplumsal dayatma bu kardesim, yokum iste, hadi bakalim demek bir secenek tabi. yalniz gunes isiginin hormonal etkisini de dusunmek lazim, ki "insani dagitiyor"u boyle anliyorum. ben az gunes gordugum gunlerde mutsuzlastigimi dusunerek (ya da o sira mutsuzlugu baska bir sebebe baglamak istemedigimden) basladim sirkadyen ritm bozukluklari uzerine okumaya. cok eglendim okurken, o yuzden sabahlara kadar okudum.
    haala bilmiyorum bozuk muyum degil miyim ama, melatonin takviyesi denedim yine de. hic fena degil.

    YanıtlaSil
  2. pamuk'takini görünce kaçırdığım bir şey var mı diye geriye doğru taradım, varmış :)

    gün ışığına geçeceğim sanırım, artık iyiden iyiye canım sıkılıyor.

    murakami'yi dinlerim.

    YanıtlaSil
  3. her gece yatmadan önce artık gündüzleri çalışacağım yeteeeer demek ama öbürsü gün yine çalışmak için geceyi beklemek.. ben biliyom bu döngüyü :)

    YanıtlaSil

Sen ne dersin?

oktay opaz

Ben Octavio Paz demiştim; yanlış anlaşılma işte, karşıdaki Oktay Opaz dediğimi sanmış. Öyle de yazmış.  Düzelttik sonra.  Ya Oktay Opaz? Sen...