Dün kroeg'a girdiğimde maç açıktı. Yedi sekiz kişi barın tam karşısında duran televizyondaki yayını pür dikkat izliyordu. Durum nedir diye gidip baktığımda ağzım açık kaldı. Bu sene zaten pek kötü giden Ajax, kırk dakikada iki tane yemiş bile. Biraz sempatim de var takıma, "hadi ya" der gibi dudak bükerken, televizyonun tam altında birinin oturduğunu fark ettim. Yaşlı bir kadın sandalyesini o stratejik noktaya konuşlandırmış, maçı izleyenleri izliyordu. Gruba yeni katılan beni de süzdü, içini çekti ve şaşkınlığımı, "ne yaparsın, işte böyle, berbat bir maç" der gibi karşıladı. Der gibi de değil, tam olarak böyle dedi: Berbat bir maç...
Maçı izlemedim. Ama ara ara skora bakmaya gittim. Kadın hep orada, sırtını maça dönmüş, seyircileri izleyerek oturuyordu. Ve hayıflanıyordu...
Peki neden orada oturuyordu? Dedim ya, Ajax bu sene epey kötü. Acaba kadın iyi bir Ajax taraftarıydı da bu berbat oyunu mu görmek istemiyordu? Klasik hikâyedir; Fransız yazar Maupassant, Eyfel Kulesi'nden nefret edermiş etmesine de öğle yemeklerini hep kuledeki restoranda yermiş. "Madem sevmiyorsun neden hep buradasın" diyenlere de "çünkü Paris'te Eyfel'in görünmediği tek yer burası" dermiş.
Acaba yaşlı kadın, mekânda Ajax'ın görünmediği tek yere mi oturmuştu?
*
Ajax, maçı 3-2 kaybetti; neredeyse son saniyede bir şutu çizginin epey içinden çıkartıldı ama VAR incelemesinde yine de çizgiye temas var diye golü verilmedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?