şeytan ayrıntıda hislidir


Kılıçdaroğlu’nu birazcık tanıyorsam o gömleği kendi iradesiyle almamıştır. Açıklamaktan muhtemelen hicap duydu ama parçaları birleştirince resim de beliriyor aslında. Şöyle ki, Kılıçdaroğlu partililerle alışverişe gider, ona bir gömlek getirilir, gömleğin etiketine bakan –ki en son faturada baktım diyor- müstakbel genel başkan sadece yutkunur ve sesini çıkarmaz. Koskoca Kılıçdaroğlu “bu gömleği alamam mı” diyecektir. İktidara sadece taşlı tozlu yollardan değil, bazen paralı yoldan da gidilir. Ama deniz ulaşımı olmadığı da ortada, sonuçta başkent Ankara.

Kurultay günü Deniz Baykal’ın Angora Evleri’ndeki konutunun önü ıssız. Açlık grevi yapanlar çoktan gitmiş, gazeteci ordusu kurultay salonunda. Sadece tek bir adam; Mersinli çiftçileri temsilen bir yalnız çiftçi, elinde pankartıyla kaldırımda oturuyor. Kim ne derse desin, bence kurultayın kahramanlarından biri de oydu.

Salı günü yemeyip içmeyip Lost’un finalini manşete gömen Milliyet Cadde ekibi! Altı senedir izlediğim diziyi piç ettiniz! Ne tür bir kamu yararı gözetiyordunuz bunu yaparken?

Alışveriş merkezindeki -yürümeyen- yürüyen merdivene “sen kaybedersin” deyip sırtını dönüp merdivenlere yönelen adam. Seni gördük! İnanır mısın, gerçekten o kaybetti!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen ne dersin?

oktay opaz

Ben Octavio Paz demiştim; yanlış anlaşılma işte, karşıdaki Oktay Opaz dediğimi sanmış. Öyle de yazmış.  Düzelttik sonra.  Ya Oktay Opaz? Sen...