hep fatih terim'in kazandığı ülke

Bu ülkenin kuralları var. Birincisi, asla özür dilemeyeceksin. Şunu bilmek de faydalı: Yanlış yaparsan, yanlış yaptığını kabul etmeyeceksin. Ve elbette: Başarısızlığı hiçbir koşulda kendine bağlamayacaksın. 

Başka şartlar başka koşullar icat edeceksin. İkna edeceksin. Zeminin altında kaydığını hissedersen bağıracaksın. Suçlayacaksın. 

Yoksa biletini keserler. 

“Hatalıysam ara” diyebilirsin, buna izin var. Bu, hatalı olduğunu senin kabul etmen değil, başkasının görüp, işaret etmesi. Aramaksa gazının alınması için. Sonra kale almamak yine senin insiyatifinde. 

Hata yapmak, özür dilemek kırılganlıktır bu ülkenin kurallar kitabına göre. Başarısız olunur, olunabilir ama sadece elverişsiz koşullar yüzünden. 

İsteyen kişinin her şeye gücü yeter evelallah. 

Başarısızlık ancak fitneyle gelir, vatansevmezlikle gelir, tanrıtanımazlıkla gelir, çokbilmişlikle entellikle gelir…

İş bilmemekten, zayıf olmaktan, zamana ayak uyduramamaktan kaynaklanmaz burada başarısızlık. 

Başarısızlık bu ülkede sadece ‘kırılgan’ olanın biletini kestirtir. 

Bu ülke Fatih Terim’in ülkesi. Onun gibilerin ülkesi. Bilmem kaç milyon dolar maaş aldığı halde, yaptığı işteki başarısızlığın ihalesinin bize kaldığı ülke burası. Bizim vatansevmezlikle suçlandığımız, onun sürekli haklı çıktığı ülke. 

Şampiyon Lucescu’yu kovdurup onu getiren, milli takımdan Ersun Yanal’ı kovdurup onu getiren, bizzat kendini kulübünden kovdurup mağdurların kralı ilan ettiren, sonra o mağdur haline kıyamayıp milli takımın başına geçirten, en son Prandelli’yi kovdurup yine bir şekilde onu getiren… Ülke.

Bu sonuncusu özellikle Türkiye’de birçok genç insanın, genç futbol adamının gönlünü kırdı eminim. Burası öyle bir ülke. Terim’in ülkesi…

Bizim bir şekilde ona teslim olduğumuz, onun bağırmasına çağırmasına boyun eğdiğimiz, hatasızlığına biat ettiğimiz, şişkin maaşına razı olduğumuz, türlü hakaretlerini sineye çektiğimiz, başarısızlığına aldırmadığımız, başardığında tanrı katına çıkardığımız… Ülke. 

Bu gece Karabük’ün başındaki genç teknik adam Tolunay Kafkas,takımının Beşiktaş’la yaptığı maçtan sonra, görünürde hiç neden yokken, birdenbire patladı. “Bu ülkeden ümidimi kestim” dedi. 

“ (…) Ülkeden de ülkemin insanından da umudumu kestim. Çünkü hiç kimse futbolun gelişmesi ve ilerlemesi için bir şey yapmıyor. Kendi çıkarları ve menfaatleri için çalışıyor. Türkiye'de insanların kişiliğine, doğruluğuna, dürüstlüğüne saygı gösterilmiyor. Parasına ve gücüne gösteriliyor. Güç kimdeyse... Bu ülke bu durumda. Genel söylüyorum.”

O kadar söylüyor. Genel söylüyor. Belki benim söylediğimi bile söylemiyor ama ben yine tekrar edeyim, bir çok konuda hep yerimizde saymaya mahkumuz. 


Çünkü burası bir şekilde hep Fatih Terim’in kazandığı ülke.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen ne dersin?

oktay opaz

Ben Octavio Paz demiştim; yanlış anlaşılma işte, karşıdaki Oktay Opaz dediğimi sanmış. Öyle de yazmış.  Düzelttik sonra.  Ya Oktay Opaz? Sen...