suriye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
suriye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

çelişkiler keskinleşsin diye...



Şimdi ben bunları masamda yazıyorum. Müzik açık. İlgilenen varsa "The Heart of Saturday Night" çalıyor. İçerisi serin.

Evdeki masamda olmasaydım, gazetedeki/dergideki masamda olurdum (işsizlik işte!) Masa da masaymış ha, sadece beni değil, hepimizi alırdı. Birbirimize laf atardık; arada sigara içerdik; birkaç cümle yazar, beğenmeyip silerdik.

Haber için şartların olgunlaşmasını beklerdik.

Şartlar hiç olgunlaşmayacak.

Olgunlaştığı yerlerde koşturup duruyor insanlar. Buyurun işte, yukarıdaki videoda var. Daha binlercesinde var. Vatandaş gazeteciliği denilen mesele hani, bu işte onun saf hali... Kıskanmıyorum desem yalan ama masa da çekici tabii çoğu zaman. Kıyaslamak gerekli mi, onu da bilmiyorum aslında.

Her neyse, video Suriye'den. Çatışmaların sürdüğü Talbisa'dan. Kaydı alan Suriyeli'de küfür kıyamet; askerlere fena sallıyor. Ateş edenleri görüntülüyor. Bir yandan da kurşun deliklerini, afişleri, duvar yazılarını... Namlular ondan tarafa çevrilince kirişi kırıyor hemen. Can tatlı...

Ama dakika üç buçuktan sonra (denk gelmiş!) kaçtığı o sokağa tekrar girmek de yürek ister. Bu adam giriyor.

Masamdan alkışlarımı gönderiyorum.

Videoda konuşulanların ingilizce kaydı için buraya.






orada devrim mi oluyor?



Suriye gazetecilere yasak. Bilgiler sadece Facebook ve benzeri paylaşım siteleri üzerinden dışarı çıkıyor. Her şey çok karışık. Arap sitesi elaph.com, Dara şehrini kuşatanlar arasında İran Devrim muhafızları olduğunu, şehirde de (hatta Halep’te de) Hizbullah unsurları olduğunu bildiriyor. Dedim ya, karışık.

Şimdi sadece insanlar var. Batılı gazeteciler devre dışı. Libya’dan seken domino taşı Suriye’nin üzerine devrilir mi? Batı meseleye abanınca, işin özü değişir mi? Yukarıdaki resmin devrimi Suriye'ye gelir mi?

Dış basın bugünden ufak ufak harlandığına göre, gelecek haftanın esas gündemi, belli ki, Suriye.

Kaynak: World Crunch

oktay opaz

Ben Octavio Paz demiştim; yanlış anlaşılma işte, karşıdaki Oktay Opaz dediğimi sanmış. Öyle de yazmış.  Düzelttik sonra.  Ya Oktay Opaz? Sen...