günün sözü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
günün sözü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

taşra, tren, iyi geceler


İşimizin güzel yanı çoğu kez taşrada ortaya çıkıyor. Sonuçta bizim dinlememiz, onların anlatması gerekiyor. Orada anlatacak vakit de heves de iştah da bol. Randevu almak yok; herkes, her zaman yerli yerinde.

**
Ne demiş Necati Cumalı, taşrayı güzellerken, benimkisi de o hesap biraz belki:

Tren küçük bir istasyonda
Durduğu zaman
Memurun karısı ya da baldızı
Bana bütün kadınlardan güzel görünür


**

Günün sözü, gecenin geç vakti CHP Milletvekili Mustafa Özyürek’ten geldi. TV8’de anayasa değişikliği konuşuluyordu, sonra Özyürek birden bıktı ve dedi ki “Bu saatte yapılan tartışmayı halk anlamaz.”

Peki vekilim, biz şimdi yatıp uyuyoruz, sabaha salim kafayla dinleriz sizi. İyi geceler…

istanbul hatırası


Hanımlar, Beyler!
Veda etme durumunda kaldığımız, benim idrakimce kültür ve sanat alanında, tarih boyunca ve bütün dünyada, bizi en iyi temsil etmiş ve en çok şereflendirmiş olan adamdır. Kıymetini bildiğimizi, kendisine pek de bildiremediğimiz biri. Hatırası önünde saygıyla eğilip, öylece kalma durumundayız.
Hakkı Devrim

z raporu 3 - Stockholm sendromu

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini destekleyen ülkelerin başında İsveç geliyor ama bu durum, bugün parlamentolarından Türkiye aleyhine bir karar geçirmelerini engellemedi. Geçen sene gündeme gelen bir tasarı (Türkler’in 1915’te Ermenilerin yanı sıra Asurilere, Süryanilere, Keldanilere, Pontus Rumlarına ve diğer Hristiyan azınlıklara karşı soykırım yaptığını iddia ediyor) bugün İsveç parlamentosunda, bir oy farkla yasalaştı.

Amerikan Kongresi
’nde de bir oy fark vardı; bu herhalde artık bir gelenek. Esas sorun şu ki, komşularla sıfır sorun derken mangalda kül bırakmayan Türk dış politikası bu tasarı meselesini yönetmeyi beceremedi. Yapabildikleri tek şey ilgili büyükelçileri tek tek geri çağırmak. Washington Büyükelçiliği görevine henüz başlamış olan Namık Tan bir süredir Ankara’da. Ne zaman geri döneceği de belirsiz. Stockholm Büyükelçisi Zergun Korutürk de istişareler için Ankara’ya çağrıldı. Belli ki onu da bir süreliğine merkezde tutacaklar. Çözüm geri çağırmadan geçseydi, Toyota çoktan başarılı olurdu. Esas sürekli geri çağırıyorsan bir sorun var demektir.

Günün sözü de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den gelsin o halde. Gül tasarının geçmesinden sonra şunları söyledi:
Geçen Amerikan Kongresiyle ilgili söylediklerimi burada da tekrarlamak isterim. Sorsanız 3 kelime konuşamazlar. Esasen çok küçük motivasyonlarla hareket eden insanlar. Tarihe yaptıkları saygısızlık açısından üzüntü verici. Hiçbir itibarı yok. Bunları da çok büyütmeyin açıkçası. Çok fazla büyütülecek bir konu da değil. Çünkü itibar etmediğimiz konuları da büyütmememiz gerekir.

Hükümet böyle düşünmüyor olsa gerek ki, her oylamadan sonra Ankara’nın nüfusu bir kişi artıyor.

z raporu 2 - afette parmak hesabı

THY uçağı Amsterdam'a düştüğünde Hollandalı yetkililer kaç kişinin ölüp kaç kişinin kurtulduğunu uzun süre açıklamadılar. Belirsizlik Türkiye'deki ilgilileri çıldırma noktasına getirdi ama adamlar ciddiydi. Her şeyi dikkatle inceledikten sonra ancak, nihai rakamları açıkladılar. Böyle nazik bir konuda düzeltme yapmak istemiyorlardı (bu arada Türkiye'de hem başbakan, hem de ulaştırma bakanı farklı farklı rakamları açıklamıştı bile.) En sonunda bir kayıp raporu açıklandı ve bu rapor değişmedi.

Bugün Elazığ depreminde ölenlerin 51 değil 41 olduğu duyuruldu. Fark, yöre insanının nüfusta başka köyde başka isimlerle bilinmesinden kaynaklanıyordu. On kişinin azalması sevindirici tabii, ama bu konuda bile kayıt tutmaktan aciz ve baskı altında yanlış açıklamalar yapan bir yönetimin varlığı da can sıkıcı. Halen bazı inceliklerin memleketi değiliz. Parmak hesabı geçerli.

Günün sözü (aslında dünün sözüydü) Sağlık Bakanı Recep Akdağ'dan geldi. Akdağ, Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın "Eşcinsellik hastalıktır" demecine cevap veriyordu: "Şu bir gerçek, Türkiye’de eşcinsellik yaşayanlarca zor bir şeydir. Ayrımcılık sebebi olabilir. Toplum insaflı olmak durumundadır."

Muhafazakâr bir bakan ölçüsüne göre cesur bir çıkış; tabii sözlerinin devamında kendine bir emniyet payı bıraktığını saymazsak:

"Eşcinsel evliliklerin yapılabileceği konusu bizim toplumumuzun kabul edebileceği bir durum değildir. Çocukların cinsel eğitimlerinin doğru gelişebilmesi için gerekenleri yapmalıyız."


Bakan bu lafları Kavaf'la kavga etmek için söylemedi. Gazeteciler ısrarla sorduğu için konuştu. "Madem hastalık, sağlık bakanına soralım" diye düşünen gazetecilerin açıkgözlüğü bir yana, esas Başbakan bu konuda ne derdi acaba?

z raporu 1

Günün lafını Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, iki dakika içinde bile değişebilen uçak bileti fiyatları için etti: Bilişim hızında giydiriyorlar! Bizler için küçük, bir ulaşım bakanı için büyük bir adım bu. O lafın doğrusunu söyleyeceği bir gün de gelir belki. Bekleyelim.

Bir laf da Beşiktaş'ın Şili'li oyuncusu Rodrigo Tello'dan: Biz depreme çocukluktan itibaren hazırlanırız (Bir bildiği var tabii, bizim kerpiç evler 6.0'da dağıldı ama 8.8 bile onun ülkesini yıkamadı.)

Günün hayalkırıklığı, siyasetteki ışığı giderek sönen Kemal Kılıçdaroğlu. Batman'da "Genel af" dedi, Deniz Baykal kulağını çekince, "yok öyle bir şey" diye panikle yalanladı. Yok öyle bir şey demek kolay, ama şu aşağıdaki cümlelerden kurdukça sen de giderek yok oluyorsun sayın vekil.

“Bugünkü koşullarda bizim bir genel affın olabileceği gibi bir düşüncemiz söz konusu değil” Mahcubiyet gramere de vuruyor tabi!!

oktay opaz

Ben Octavio Paz demiştim; yanlış anlaşılma işte, karşıdaki Oktay Opaz dediğimi sanmış. Öyle de yazmış.  Düzelttik sonra.  Ya Oktay Opaz? Sen...