Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini destekleyen ülkelerin başında
İsveç geliyor ama bu durum, bugün parlamentolarından Türkiye aleyhine bir karar geçirmelerini engellemedi. Geçen sene gündeme gelen bir tasarı (Türkler’in 1915’te Ermenilerin yanı sıra Asurilere, Süryanilere, Keldanilere, Pontus Rumlarına ve diğer Hristiyan azınlıklara karşı soykırım yaptığını iddia ediyor) bugün
İsveç parlamentosunda, bir oy farkla yasalaştı.
Amerikan Kongresi’nde de bir oy fark vardı; bu herhalde artık bir gelenek. Esas sorun şu ki,
komşularla sıfır sorun derken mangalda kül bırakmayan Türk dış politikası bu tasarı meselesini yönetmeyi beceremedi. Yapabildikleri tek şey ilgili büyükelçileri tek tek geri çağırmak.
Washington Büyükelçiliği görevine henüz başlamış olan
Namık Tan bir süredir Ankara’da. Ne zaman geri döneceği de belirsiz.
Stockholm Büyükelçisi Zergun Korutürk de istişareler için Ankara’ya çağrıldı. Belli ki onu da bir süreliğine merkezde tutacaklar. Çözüm geri çağırmadan geçseydi,
Toyota çoktan başarılı olurdu. Esas sürekli geri çağırıyorsan bir sorun var demektir.
Günün sözü de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den gelsin o halde. Gül tasarının geçmesinden sonra şunları söyledi:
Geçen Amerikan Kongresiyle ilgili söylediklerimi burada da tekrarlamak isterim. Sorsanız 3 kelime konuşamazlar. Esasen çok küçük motivasyonlarla hareket eden insanlar. Tarihe yaptıkları saygısızlık açısından üzüntü verici. Hiçbir itibarı yok. Bunları da çok büyütmeyin açıkçası. Çok fazla büyütülecek bir konu da değil. Çünkü itibar etmediğimiz konuları da büyütmememiz gerekir.
Hükümet böyle düşünmüyor olsa gerek ki, her oylamadan sonra Ankara’nın nüfusu bir kişi artıyor.