Şu milletin adamı olmak ne ilginç şey. Mesela sırf milletin için, milletin kendisi olan parlamentoyu feshedebilirsin. Anayasayı bir hamleyle hiç edebilirsin.
İşte Boris Johnson… Başbakanlığını yaptığı milletin vekillerine, “Bunlar şimdi Brexit’i de iptal ederler” diyerek güvenemedi; parlamentoyu tatil etti. Kraliçesinden de onayını aldı. Çünkü neme lazım, millet her zaman kendine yakışanı giymez; kendine yaraşan sistemi ya da insanları seçemez.
Nereden biliyoruz? Çiçeği burnunda başbakan Boris Johnson’a köşe yazarlığı da yaptıran The Daily Telegraph gazetesi mesela “Parlamentonun görevi, milletin isteğini yerine getirmektir” diye manşet atıyor. Nasıl yerine getirecek peki? Gerektiğinde çalışmayarak, kendini tatil ederek herhalde. Koca gazete yalan mı söyleyecek!
Daily Mail de Johnson’ı yumrukları sıkılı göstermiş. Dövüşe hazır. Kimi dövecek peki? “Yaptığınız anayasaya aykırıdır, milletin sesi kısılamaz” diyen arsızları belli ki. Milletin adamı olmak, gerektiğinde milletin içindeki haylazları ayıklamayı gerektirir. Bunu bilmiyor muydunuz?
Tabii ki biliyorsunuz. Seçim sonuçlarını kale almayan, Anayasa Mahkemesi kararını tanımayan millet adamını hiç mi görmediniz? O da ne yapıyorsa milleti için yapıyor. Zillet içindeyseniz, siz kaybedersiniz.
PS1: Şaka maka, yıl olmuş 2019, hâlâ Kraliçe’nin iki dudağı arasına bakan bir ülke de ne bileyim, demokrasi falan demesin.
PS2: Burada gördüklerinizin hepsi dünkü gazeteler. The Independent adlı adınca 'darbe' demiş. İskoç gazetesi The National da "demokrasinin kara günü" diyerek kara manşetle çıkmış.