"Tarık burada fotoğraf çekiyordu; sonra şurada [çatıda] bir polis onu gördü ve vurdu. [Boğazından] vurdu."
"Ben hiç oy kullanmadım. Doğduğum günden beri hiç oy kullanmadım. 58 yaşındayım ve seçim sandığına gitmedim; seçmen kartım olmadı. Ama oğlum bu ülke için öldü ve ben bugün oy kullanacağım."
"Son sözüm şu: Oğlum Tarık'a diyorum ki, bugün senin düğünün, bugün insanlar serbestçe dolaşıyor, güvenle, baskı görmeden, aşağılanmadan, polisin ve askerin saldırısına uğramadan, sözlerini özgürce söylüyorlar. Bugün Tarık'ın düğünü, bugün Mısır özgür..."
The Guardian'ın seçim günü videosu... Kamera, o meşum ve efsanevi 28 Ocak günü öldürülen Tarık'ın babasıyla Kahire sokaklarında dolaşıyor, sandığa gidiyor...
Birkaç gündür ısrarla takip ediyorum; Mısır seçimlerini anlatan daha iyi bir haber görmedim. Bütün gün kendini tutan ve ancak son sözlerinde sesi titreyen, boyalı parmağıyla sigara içen, evinde cenazeyle düğünü aynı günde, seçim gününde düzenleyen babanın vakarı, oğluna ve onun arkadaşlarına inanmışlığı bir dönemi mükemmelen anlatıyor. Tam da bu dönemi...