Yıllar sonra Aylak Adam’ı yeniden okudum. Üslup ve teknik olarak yine güzel buldum, Yusuf Atılgan’ın çağını aşan ustalığına diyecek yok ama roman beni ilk defaki gibi heyecanlandırmadı.
Toy zamanlarımın aksine, aklımda yeni bir soru, bir ikilem var şimdi:
Aylak Adam’ın Bay C.’si acaba hayattan, sanattan, insandan iyi anlayan, sistem ve toplum karşıtı huzursuz bir anti-kahraman mı?
Yoksa ekmek elden su gölden yaşayan, emeğe yabancı, kadın düşmanı, bencil, maço ve ukâlâ, kendiyle dolu, düz bir herif mi?
İkincisi değildir, diyemiyorum.
Belki ben büyüdüm, sisteme karıştım; C.’nin söylediği gibi ‘eli torbalı’ biri haline geldim… Ama C. de pek matah biri değilmiş. Bir rakı masasında karşılıklı otursak, ikinci kadehte kalkardım.
O da herhalde bir yandan kulağını kaşır, bir yandan arkamdan atıp tutardı.