duvardan geçmek için

Los Angeles Times, yazarlara neden okuduklarını sormuş. 'The Suitors' isimli romanın yazarı Ben Ehrenheich yanıtlıyor:

Tam hatırlamadığım bir kitap var; ama onu ilkokul kütüphanesinde nerede bulduğumu net hatırlıyorum. Kapıdan girdikten sonra iki buçuk metre kadar sağda, alttan üçüncü rafın tam ortasında. O zamanlarda da bugünkü gibi iflah olmaz bir okurdum.. Okul otobüsünde okurdum; yemek masasında, yorganın altında, kapısı kilitlenebilen tek odada saatler boyu okurdum. Ya da banyoda okurdum, hem de kız kardeşimin kapıyı yumruklayıp durmasına rağmen… Bahsettiğim kitap tıpkı benim gibi yalnız bir oğlan çocuğu hakkındaydı. Çocuk dokunduğu her şeyin üstünde ritm tutmak ve ritmi kuran her küçük darbeyi saymak gibi sıkıntılı bir alışkanlığa sahipti. Bir gün taştan bir duvara tıp tıp vurdu ve bir kapı ortaya çıktı. Kapının arkasında başka bir dünya vardı; daha iyi sayılmazdı ama daha parlak ve hareketliydi. Ben de onun etrafı tıpırdatıp durmasına neden olan dürtü yüzünden okuyorum; kapılar aramak ve duvarlardan geçmek için…

mimar, mumya ve çok para - akşam kahvesi okumaları

Hemen başlayalım. 

Memlekette dergilerden bahseden blog pek az. Apollo Boy uzun zamandır dergiler hakkında yazıyor, ne güzel. Onun kaleminden 2012'nin en iyi dergi kapakları seçkisine buradan buyurun. (Vakit bulursam belki ben de gönlümce bir sıralama yaparım.)

Blogunda daha fazla yazmasını isterim, ama sevgili Kafcamus'un işten güçten pek vakti kalmıyor sanırım. Bu ara bir yeni post yazmış neyse ki. Enver'in Mahallesi'ne buyurun.
"(...) doğuştan Cağaloğlulu adamın evin yakınındaki 'mektebe' gidişini, Divanyolu'nda koşturmasını, Ayasofya'ya bakışını, neden sonra Babıali'yi basışını, 'Enverland'a giden hikayeyi ve sonrasını ve sonrasını düşününce insanın gözü, gönlü bir hoş oluyor işte."

Klişeyle devam. "İyi şeyler de oluyor." Fifty Shades of Grey satış rekorları kırınca, yayıncısı Random House, çalışanlarına yılbaşı ikramiyesi olarak 5 biner dolar dağıtmaya karar vermiş. Depo işçisinden editöre herkes hesabın içinde. 

Yine Random House. 26 yaşındaki oyuncu/yazar/yönetmen Lena Dunham 66 sayfayla nasıl 3.7 milyon dolarlık anlaşma imzaladı?

Yukarıdaki kapak Brezilyalı dergi Epoca'nın... Geçtiğimiz günlerde ölen efsane mimar (ve de hemşehrileri) Oscar Niemeyer'i anıyorlar. Aşağıda da Fransa gazetesi Liberation "Mumya dönüyor" diyor. Berlusconi'nin bir türlü ölmeyen siyasi hırsı için.

bravo ne akıllar

Ben bu lafı sevdim. Muhlis Bey'i de severdim zaten. Ama bu belli ki Behiç Pek'in çizgisi. Laf da onundur.

Normalde dilime pelesenk olurdu. Sorun şu ki, burada bunu söyleyebileceğim pek az kişi var.

ben geldim gidiyorum

İstanbul'daki mahalleden, eskilerden... 

Mahallede, küçücük bir dükkânı olan yaşlı bir adam var. Dükkânında simitler, poğaçalar, bazen de ufak kurabiyeler pişiriyor. Sabahları satabildiği kadarını satıyor, öğleden sonra da kalanları sepetine doldurup sokaklarda dolaşmaya başlıyor.

Dolaşırken, sadece,

-Ben geldim, gidiyorum!

diye bağırıyor. Başka da hiçbir şey söylemiyor. Sesini tanıyanlar, ellerinde bozuk paralarla uzanıyor pencere ve balkonlardan. Onları görünce duruyor, sepetini karıştırmaya başlıyor.

ay sarayında