A. ile bir kafeden çıkmıştık ki, aceleyle dönüp bir şey unuttum mu diye masanın üzerine bir daha baktım. Unutmamışım. O sırada yanımızda bir adam gelirdi. Türkçe konuştuğumuzu duymuş, benim hızlıca içeri girdiğimi görmüş, bir problem yaşadığımızı düşünmüş.
"Turist misiniz" dedi. "Bir şey mi oldu?"
İyi niyetli bir insan... Sorun çözmeye odaklı.
"Yok" dedik; "burada oturuyoruz biz".
"Ben de buradayım" dedi. "Aha ileride terzi dükkânım var." Gösterdi. Aklımda bir yere not ettim.
Konuşurken sesi hafiften Denizli şivesine çalıyordu. Uzmanı değilim tabii ama Denizlili dostlarım var; şehre de gidip geldim. Özay Gönlüm dinledim. Sıfır da değilim demek ki.
"Burdurluyum" dedi.
Vedalaştık.
O gidince A.'ya döndüm: "Hayatımda ilk defa biri bana 'Burdurluyum' dedi."
"Nasıl yani" dedi.
"Bin kişiye memleket sormuşumdur, ilk defa Burdurlu'ya rastladım Askerliğimin bir ayı Burdur'da geçti ama hep kışladaydık. Burdur'da ne de olsa birkaç Burdurlu gördüm. Bu adam Burdur dışında gördüğüm ilk Burdurluydu... "
Güldük geçtik.
Neyse, dükkânın yerini biliyorum.