kötülük

Elimizin hiçbir şeye gitmediği zamanlar var. Bir kuyuya düşmüşüz, yere vuramıyoruz. Memlekette sevgi, iştah, fer tükeniyor. 

“Patlama sesini duydun mu” cümlesini gördükten, duyduktan sonra hiçbir şey rayına oturmuyor.

Bir şey daha var…

İnsanın kötülüğü… Stada bombayla gelip insanları katleden canilerin kötülüğü yetmezmiş gibi, gelip bir de zavallı dimağlarını orta yere kusanların kötülüğü… 

Sosyal medya iyi bir şey değil. Gerçekten değil. Bir canavar… İnsanı canavarlaştıran, nefretle beslenen, kötü zamanları daha da kötü kılan bir canavar.  

İnsanın kendisi de pek matah bir şey değil zaten. En kötüsü de kendini ‘iyi’ sananlar. Canavarın sırtındalar halbuki. 

İşim gereği sosyal medyayı da bir şekilde takip etmem gerekli. Ama usandım. İnsanın o sonsuz kötülüğüne bu kadar dolaysız şahit olmaktan usandım. Ona olabildiğince az maruz kalmaya, onu az kullanmaya çalışacağım artık. Anlatmak, yazmak, içimi boşaltmak için buralar daha ferah görünüyor. Şimdilik.


Herkes kendi aklını, ruhunu korumak zorunda. Kararmayalım.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen ne dersin?

eve dönmenin yolları

Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...