Bizim sinemada büyük oranda 2000'lerde icat edildiğini düşündüğüm bir nostalji görselliği var. Bütün Cumhuriyet geçmişi orada yaşıyor. Hep yumuşak bir ışık, hep ağırbaşlı ve vakur insanlar, hep yelekli ve yeni traşlı erkekler, hep güzel saçlı kadınlar...
O geçmişte yaşananlar çok ağır ve sert olabilir ama geçmişin kendisi çok güzel, çok estetik, hep sabahın hafif esintisiyle tüller uçuşuyor gibi...
Çok çalışılırsa gömleğin kolları kıvrılıyor, çok dertlenilirse yakadan bir iki düğme çözülüyor; kravat gevşetiliyor.
O görselliğe senaryo da eşlik ediyor tabii: Herkes fedakâr, herkes derin. Her şey çok yumuşak. Her şey mırıl mırıl.
Çok uzakta bir ülke.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?