Hep yüzündeki çizgileri hatırlıyorum. Yüzünü değil ama yüzünü oluşturan çizgileri. Derin, barışçı çizgiler. Kendisi de böyle hatırlamamı isterdi, seziyorum. Bir derginin kapağında bin yaşında bir adam görmüştüm. Bir Hintli. Her biri ayrı bir dönemi hatırlatan çizgilerini gururla sergiliyor gibiydi. Dünyada böyle yaşandı, bakın. Siz de böyle yaşayacaksınız…
Sözcüklerle çizgileri birbirinin yerine kullanmayı daha çocukken öğrenmişti. Ama hangisine dönüşmek isterdi? Bunu henüz bulamadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?