kendini yakmak
Yıllar evvel Aktüel Dergisi'nde çalışırken, yayın direktörümüz Alev Abi (Er), 1980’lerin başında Hürriyet’te çıktığını düşündüğü bir haberi bulmam için beni Taksim’deki Atatürk Kütüphanesi’ne gönderdi. Haber protesto için kendini yakan biriyle ilgiliydi. Alev Abi’nin hafızası aslında iyidir ama maalesef haberin tam tarihini bir türlü hatırlamıyordu. Darbe sonrasıydı tamam, ama gerisi belirsiz… Bu belirsizlik benden kesin sonuç istemediği anlamına da gelmiyordu! Çaresiz, kütüphanenin yolunu tuttum. Günlerce eşelenerek Hürriyet’in 1985’e kadarki bütün nüshalarını taradım. Her günkü ziyaretçilerin arasında yazar Necati Tosuner’i hatırlarım. O da o sırada sabırla gazete tarıyordu.
Alev Abi’nin tarif ettiği vakayı bulamadım. Bir umut, başka gazetelere bile bakmıştım; ama çıkmadı işte (bir küçük not: Alev Abi’ye rapor verdiğimde “belki de yanlış hatırladım” demişti sadece.) Beri yandan birçok başka vakaya rastladım. Seksenlerin başında, öyle görünüyor ki, kendini yakma salgını vardı. Fakirliğe, ayrımcılığa, hayatın bin türlü başka derdine isyan eden gariban insanlar son paralarıyla bir bidon gaz alıp kendilerini ateşe veriyorlardı. İntiharın veya protestonun türlü yolu var; ama olabilecek en acılısını seçiyorlardı işte. Belki de ateşle dağlanan vücutlarını kesin ve nihai bir uyarı aracı olarak kullanmak istiyorlardı.
Bugünlerde böylesi pek yaşanmıyor; Türkiye kendini ateşe veren acılı vatandaşlarını unuttu. Ama Kuzey Afrika’da, Tunus’ta başlayan ve dün nihayet Mısır’da da alevlenen devrim salgınına bakarsak, bu sert uyarı oralarda hortladı. Tunus’taki ayaklanma, polisten dayak yiyen 26 yaşındaki bir işportacının, Muhammed Bouaziz’in kendini yakmasıyla başlamıştı. İlerleyen günlerde Cezayir’de dört kişi daha aynısını yaptı. Mısır ve Moritanya’da da benzer vakalar görüldü.
Dün Kahire’de Tahrir Meydanı’nda polis, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in görevi bırakmasını isteyen göstericilerin üzerine ateş açtı. Gazeteciler, meydanda toplanan insanların “Kaybedecek bir şeyimiz yok, biz buraya ölmeye geldik” dediklerini aktarıyordu. Sonra olaylar başladı. Kan döküldü.
Adam kendini yakıyor; sen üzerine ateş açsan ne olur? Daha fazla acı verebilir misin ki?
PS: Kütüphane fareliğime bir süre sonra yine Aktüel'den Burcu'nun (Ünal) da eşlik ettiğini atlamışım. Düzeltir, özür dileriz :) Yalnız onun hatırladığının aksine vaka 1986'da da çıkmadı. Hiçbir yerden çıkmadı!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
eve dönmenin yolları
Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
The Village from Pedro Sousa | visuals on Vimeo . Arkadaşlarım bir bir tatile gidiyor. Öyle tatil köyü, otel motel sevmiyorlar. Küçücük kö...
-
Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...
-
Bu piyano, bu ses, bu söz... Bir dünya. Fısıldaşın dalgalar. Pıçıldaşın lepeler...
-
Dağ başında bir bakkal dükkânı. Muz ve incir tezgâhlarının yakınında. Dışarısı kavruluyor, içeride klima serinliğinden burnunu çıkarmak iste...
-
Ken Loach'un son filmi 'Old Oak'unu daha seyredemedim, gerçek anlamda son filmiymiş meğer. 87 yaşında. Kendisi açıklamış. Aslınd...
-
Eski defterlerimden birine not almışım: Telefonun çalmıyorsa bil ki benim. Jimmy Buffett... Kimdir bu adam? Tamam havalı bir laf da, niye...
asala eylemlerini protesto etmek için bir ermeni kendini yakmış 82'de. artin penik. bahsi geçen olay o olabilir.
YanıtlaSil