Hayatımın en mutlu günleriydi.
kedilerin kitapları
Bir berber dükkânı vardı; kanalın öte yanında, köşede. Mahallenin delikanlıları oradan ispirto alırdı. Hep tekinsiz tipler... Berberin yanında kitapçı… Boştu ne zaman gitsem. Yıllarca “o berberin yanına kitapçı mı açılır” lafına muhatap olan sahibi, ne iyi ne kötü bir adamdı; nereye dükkân açacağını hesaplamayan biriydi sadece. Bir kedi uyurdu bazen kitapların üstünde. Hep farklı bir kedi ama. Nasıl olurdu ki bu? Kedinin üstünde uyuduğu kitapları seçerdim. Okuduktan sonra kanalın aşağısındaki fırına götürürdüm. Yakmak için değil… Fırıncının kızına vermek için. Aşıktım ona. O ise beni umursamazdı. Okuduklarını geri verirken “beğendim” ya da “beğenmedim” derdi, hepsi bu. Bir yaz boyu, kedilerin seçtiği kitapları okuduk.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
görülmeye değen her yer
Yola çıktığımda hatırlamak için: “Tüm yerler — nerede olursa olsun, ne olursa olsun — görülmeye değerdir. Ama bana en anlamlı gelenler, i...

-
Yola çıktığımda hatırlamak için: “Tüm yerler — nerede olursa olsun, ne olursa olsun — görülmeye değerdir. Ama bana en anlamlı gelenler, i...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
1. “Hiçbir şey çocuğun hayal dünyasına benzemez. Hep çocuk kalmak istedim... Kaldım da…” Ömer Lütfi Akad / Işıkla Karanlık Arasında 2. Y...
-
Devlet para arıyor. Dönüyor dolaşıyor parayı aynı yerden, aynı kişilerden alıyor. Bir hayrım dokunsun, edebiyat tarihinden bir ‘inovasyo...
-
Yeni yıl kararları... İki yıl evvel, Gazete Duvar için yazmıştım (O kadar olmuş mu yahu?). Burada da dursun... 1 Ocak’ta birçoklarımız yeni...
-
İki hafta evvel, “daha sonra devam ederiz” diyerek Şerif Mardin ile Mete Tunçay’ın okuma listesine girmiştim. Bir düşününce, o zaman bil...
-
Dünya ne büyük, biz nasıl sıkıştık küçücük hayatlara. Her şeyin genişlediğini sanarken... Şu fotoğrafın yaşandığı hayatlar da var, dünya b...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?