İşimiz bu. Newsweek Türkiye’de akıcı bir üslupla, herkese enteresan gelecek notları kullanarak özgün bir haber dili oluşturmaya uğraşıyoruz. Ama bazen elimizden kaçıyor; kolay yola sapıyoruz. Geçen gün bizim yayın yönetmeni Selçuk Tepeli biraz da şaka yollu “haberlere alıntıyla başlamayı” yasaklayacağını söyledi. Özgünlüğü öldüren bu tip yazı girişlerinden derginin son sayısında epey bir mevcut. Hani formül şudur, önce tırnak açarsın, tırnağın içine bir söz yerleştirirsin, sonra da mesala şu tip bir cümleyle devam edersin: “Yukarıdaki sözlerin sahibi olan X aslında başka bir şeyi kastediyordu…” Böyle gider bu. Tatsız tuzsuz bir kıvam işte.
Bence bu konuda şaka yapmaya gerek yok. Yasaklasın gerçekten de. Teşbihte hata olacak mı bir bakalım ama bu alıntıyla başlama işini ben Türkiye'de oynanan futbola benzetiyorum. Şöyle ki: Türkiye’de topu kısa ve isabetli paslarla doğrudan oyuna sokabilen, böylece oyunu takımında tutan kaleci de defans oyuncusu da bir elin parmaklarını geçmez. Hatta hiç yoktur. Bu yüzden kaleci topu hemen degajla ileriye gönderir. Defanstakiler de aynı şekilde rakip yarı sahaya havadan uzun toplar atar ki, günah onlardan gitsin.
Yazının en güzel yerine, yani girişine alıntıyla dalmak da işte o degaja benziyor. Sorumluluğu üzerimizden atıp, okuru başkasına havale ediyoruz. Burada hepimiz açısından geçerli bir problem var. Kendi sözümüzün üstüne başkasının sözünü neden koyarız ki? Başkasının sözü daha mı değerlidir?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
yeni usul
Podcast bir başka heyecanmış. Yayıncılığın birçok alanında bulundum. Gazetede, dergide çalıştım. Kitap yazdım. Yayınevinde çalıştım. Blogla...

-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
Podcast bir başka heyecanmış. Yayıncılığın birçok alanında bulundum. Gazetede, dergide çalıştım. Kitap yazdım. Yayınevinde çalıştım. Blogla...
-
Dün Yunanistan sınırında göçmenlere karşı insanlık suçları işlenirken, Türkiye’de kalbi göçmenlere karşı nefretle dolmuş binlerce, belki...
-
Yıllardır, "öyle mi olsun böyle mi olsun" diyip de bir türlü hayata geçiremediğim podcast, bugün yayında. İki bölüm beraber. Kimse...
-
İki hafta evvel, “daha sonra devam ederiz” diyerek Şerif Mardin ile Mete Tunçay’ın okuma listesine girmiştim. Bir düşününce, o zaman bil...
-
İngilizce’de ameliyathaneye ‘operating theater’ da deniyor. Dilin bir azizliği değil, ilk zamanlar gerçekten bir tiyatro sahnesi gi...
-
Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demeyi seviyoruz. Büyük büyük laflar. Olmayabilir sahiden de ama biz değişmeyi istiyo...
Akıllı adammış Sayın Tepeli.
YanıtlaSilBaşkalarının sözünün bizim sözümüzden daha değerli olmayacağının kesin bir yargı ile söylenmiş olmasını yadırgadım sadece.
Haksızlık ediyorsunuz.
"Haberlere alıntıyla başlamak" herhalde bir kitaba, romana ya da makaleye "epigraf ile başlamak" gibi. Pamuk'un Kara Kitap başlangıcına koyduğu epigrafları hatırlayalım:
YanıtlaSil"Epigraf kullanmayın, çünkü yazının içindeki esrarı öldürür!"
Adli
"Böyle ölecekse öldür o zaman sen de esrarı, esrar satan yalancı peygamberi öldür!"
Bahti
Cümlesini birden alıntılayan: Artvinli
adsız: kesin bir önyargı değil ki bendeki, bir soru sadece.
YanıtlaSilartvinli: esrarımı newsweek'ten aldım
alıntıladımsa miri malı alıntıladım.