Playboy, zamanında Stanley Kubrick’e şöyle sormuş: Hayatın bir amacı yoksa, yine de yaşamaya değer mi?Evet,
fani olmakla bir şekilde başa çıkanlarımız için yaşamaya değer. Hayatın
böylesi anlamsızlığı, insanı kendi anlamını yaratmaya zorluyor.
Çocuklar hayata kirlenmemiş bir merak duygusuyla, yaprağın yeşil olması
denli basit bir şeyden bile büyük keyif alma kabiliyetiyle başlıyor. Ama
büyüdükçe, ölüm ve çürüme onların bilincine sızıp yaşama sevinçlerini,
idealizmlerini ve ölümsüzlük varsayımlarını aşındırmaya başlıyor. Bir
çocuk olgunlaştıkça, baktığı her yerde ölümü ve acıyı görüyor ve insanın
nihai iyiliğine inancını yitirmeye başlıyor. Ama birazcık güçlüyse –ve
de şanslıysa- ruhun bu alacakaranlığından çıkıp hayatın ateşine
uyanabilir. Hem hayatın anlamsızlığı yüzünden hem de ona rağmen, taptaze
bir amacı ve yemini ortaya çıkartabilir. Doğduğu andaki o saf merakı
belki yeniden yakalayamaz ama daha da dayanıklı ve besleyici bir şeyleri
şekillendirebilir. Evren hakkındaki en dehşet verici şey onun düşman
değil aldırışsız olmasıdır. Ama bu aldırışsızlık haliyle uzlaşmayı
becerir ve ölümün sınırları dahilinde yaşamın meydan okumalarını kabul
edersek –insan bunları yapmak için ne denli kararsız olsa da- bir canlı
türü olarak varlığımız gerçek bir anlama ve doyuma ulaşabilir. Karanlık
uçsuz bucaksızsa da, kendi ışığımızı yakmalıyız.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
yeni usul
Podcast bir başka heyecanmış. Yayıncılığın birçok alanında bulundum. Gazetede, dergide çalıştım. Kitap yazdım. Yayınevinde çalıştım. Blogla...

-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
Podcast bir başka heyecanmış. Yayıncılığın birçok alanında bulundum. Gazetede, dergide çalıştım. Kitap yazdım. Yayınevinde çalıştım. Blogla...
-
Dün Yunanistan sınırında göçmenlere karşı insanlık suçları işlenirken, Türkiye’de kalbi göçmenlere karşı nefretle dolmuş binlerce, belki...
-
Yıllardır, "öyle mi olsun böyle mi olsun" diyip de bir türlü hayata geçiremediğim podcast, bugün yayında. İki bölüm beraber. Kimse...
-
İki hafta evvel, “daha sonra devam ederiz” diyerek Şerif Mardin ile Mete Tunçay’ın okuma listesine girmiştim. Bir düşününce, o zaman bil...
-
İngilizce’de ameliyathaneye ‘operating theater’ da deniyor. Dilin bir azizliği değil, ilk zamanlar gerçekten bir tiyatro sahnesi gi...
-
Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demeyi seviyoruz. Büyük büyük laflar. Olmayabilir sahiden de ama biz değişmeyi istiyo...
playboy muhabirinin bu cevap karşısında nasıl bir tepki verdiğini çok merak ediyorum!
YanıtlaSil