Soğuk bir sabah. Ben içeriye girdiğimde orta yaşlı Japon çift hesabını ödemiş, gitmek için ayaklanmıştı. Para üstü getiren garsona makinelerini gösterdiler. "Fotoğraf?"
Garson, "elbette" dedi. "Şöyle durun, orası daha aydınlık."
Çiftin erkeği gülümsedi. Japonların o çekingen haliyle, "yok" dedi. "Sizle karım, yan yana, olur mu?"
Garsonumuz, neşeli adam... Biraz şaşırdı, sonra omuz silkti. "Tabii, neden olmasın?"
Kadın, garsonun yanına geçti. Kocası da makinesiyle, beş adım öteye. Tam "çekiyorum" derken... Garson, kadını bir hamlede kucağına aldı. "Böyle nasıl?"
Adam kafasını makineden kaldırdı, karısına baktı. Kadın bir an dağıldı, sonra kendini topladı, gülümsedi. Adam deklanşöre bastı.
Garson, "elbette" dedi. "Şöyle durun, orası daha aydınlık."
Çiftin erkeği gülümsedi. Japonların o çekingen haliyle, "yok" dedi. "Sizle karım, yan yana, olur mu?"
Garsonumuz, neşeli adam... Biraz şaşırdı, sonra omuz silkti. "Tabii, neden olmasın?"
Kadın, garsonun yanına geçti. Kocası da makinesiyle, beş adım öteye. Tam "çekiyorum" derken... Garson, kadını bir hamlede kucağına aldı. "Böyle nasıl?"
Adam kafasını makineden kaldırdı, karısına baktı. Kadın bir an dağıldı, sonra kendini topladı, gülümsedi. Adam deklanşöre bastı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?