Bu şehirde ya da İstanbul’da, adım attığımız her yerde; bir küçücük perdenin arkası, iyice gizlenmiş bir anahtar, bankın üstünde unutulmuş bir kitap, rüzgârın sürüklediği bir iskambil kâğıdı (tercihen maça üçlü), sarmaşıkların altında kalmış bir kapı, havada salınıp duran bir kahkaha, birdenbire ürkü, dünyayı değiştiren delilik, zamanın yırtıkları… Bilmeden aralarında dolaşıyoruz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
uyku biraz uyku
Şu ferahlık, şu uyku. Hepsi buna ulaşabilmek için değil mi? Dakka, Bangladeş. Fotoğraf: Jahid Apu

-
Kütüphanede oturup çalışıyorum. İnsanlar geliyor gidiyor. Oturuyor kalkıyor. Gazete okuyorlar. Dergi karıştırıyorlar. Kitaplara dalıp gidi...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
Türkiye'nin bu zor günlerinde bir umut Şili'ye tutundum. Seçimlerde Pinochet yanlıları kaybetti, öyle böyle sevinmedim, ferahladım, ...
-
Şu ferahlık, şu uyku. Hepsi buna ulaşabilmek için değil mi? Dakka, Bangladeş. Fotoğraf: Jahid Apu
-
1950 seçimlerinden önce Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Ankara’dan İstanbul’a gelir ve on binlerin katıldığı Taksim Mitingi’nde konuşur. Co...
-
Evdeyiz. Evde kalabiliyoruz. Evde kalabildiğimiz için evdeyiz. Ya da zaten gidecek bir işimiz, ofisimiz, fabrikamız yok. Herkes ...
-
Önümüz seçim. İstanbul’un iptal edilmiş olan belediye başkanlığı seçimini Ekrem İmamoğlu kazanmıştı ya, mızıkan iktidarı bakalım yeniden...