sinirli güzel insanlar, tatlı budala ve didaktik bir okur
Günün bağlantıları:
İyi fikir, akıllı uygulama. Sonuçta ortaya çıkan çok sevimli bir blog. Yerel Gazetelerdeki Sinirli İnsanlar - Angry People In Local Newspapers, İngiltere'den geliyor. Düşünenlerin aklına sağlık. Bir göz atın, seveceksiniz.
Mehmet Açar, Habertürk'de "Seyretmekten Bıkmayacağımız Filmlerin Yönetmeni" başlığıyla müteveffa Blake Edwards'ı yazıyor. Yazarken de yönetmenin Tatlı Budala filminden hareket ediyor. "Yıllar önce Sinema Dergisi’nin yayın yönetmenliğini yaparken hazırladığımız 'Seyretmekten bıkmayacağımız filmler' başlıklı dosya konusuna ilham veren film de “Tatlı Budala”ydı. Sonra bu listeye Edwards’ın en az bir iki filminin daha girmesi gerektiği ortaya çıktı."
Sinema'daki o listeyi hatırlıyorum. Açar, keşke güncelleyip yeniden yayımlasa.
Murat Yetkin'in bugünkü yazısında (Kemal Kılıçdaroğlu'na nasıl oy verelim?) çok enteresan bir okuyucu mektubu var. Mektubun sahibi, merkeze oturmaya çalışan çalışan Kılıçdaroğlu ve CHP'ye merkez sağdan neden oy çıkmayacağını anlatırken, altmış yıllık Türkiye politikasının özetini yapmış. Hem etkileyici hem öğretici... Unutmadan not edelim, Yetkin'in ismini vermediği okur (ki bu kısım açıkçası suyu bulandırıyor) ailesinin oy verdiği her partinin illa ki iktidar olduğunu söylüyor. Bugün için, tahmin edersiniz, AKP'lilermiş. Aşağıda önemli bulduğum birtakım bölümler var. Okur, merkez sağının Kılıçdaroğlu'na oy vermeme gerekçelerini üç maddede sıralıyor:
- Muhafazakâr Sünni ittifakın hassasiyetleri… Alevilerin devlet kadrolarında etkinliği, özellikle yargı içerisindeki varlığı MSİ (Okurumuz Muhafazakâr Sünni İttifak kısaltması olarak kullanıyor-MY) seçmenini rahatsız eder.
- Ergenekon ve Balyoz davaları… Bunlar o kadar önemli ki sağ seçmen için, inanamazsınız. Bizim için bu davalar 27 Mayıs’ın intikamı. Menderes’in asılmasından 50 yıl geçmiş, annem hâlâ idamların yıl dönümlerinde helva yapıp dağıtır ve tüm komşular toplanır, merhum Menderes için Yasinler okunur.
-Bizler merkez sağ seçmeni olarak Atatürk’ümüzü çok severiz, fakat Kemalist değiliz. Kemalizm’e sahip çıkmak, bizler için sineğin vızıldaması gibidir. Hatta Kemalizm bize İnönü’yü hatırlatır. O sebeple de pek iyi gözle bakmayız.
Medyaya savaş açan her hükümet kazanamıyor. İngiltere'de İş Dünyasından Sorumlu Bakan Vince Cable, medya imparatoru Rupert Murdoch'u dize getireceğinden dem vururken, konuşması gizlice kaydedildi. Akşamında, medyayla ilgili bütün sorumlulukları elinden alındı. Blogdaki görsel bugünkü Independent'ın 'Cablegate' manşet haberi. Düşündüm de soyadın Cable ise bugünlerde çok göz önünde olmayacaksın.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
eve dönmenin yolları
Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
The Village from Pedro Sousa | visuals on Vimeo . Arkadaşlarım bir bir tatile gidiyor. Öyle tatil köyü, otel motel sevmiyorlar. Küçücük kö...
-
Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...
-
Bu piyano, bu ses, bu söz... Bir dünya. Fısıldaşın dalgalar. Pıçıldaşın lepeler...
-
Dağ başında bir bakkal dükkânı. Muz ve incir tezgâhlarının yakınında. Dışarısı kavruluyor, içeride klima serinliğinden burnunu çıkarmak iste...
-
Ken Loach'un son filmi 'Old Oak'unu daha seyredemedim, gerçek anlamda son filmiymiş meğer. 87 yaşında. Kendisi açıklamış. Aslınd...
-
Eski defterlerimden birine not almışım: Telefonun çalmıyorsa bil ki benim. Jimmy Buffett... Kimdir bu adam? Tamam havalı bir laf da, niye...
Sinirli insanlar on numaraymış, birisi de türkiye için yapsa ya.
YanıtlaSilGüven A.