Çevre meseleleri Zaman gazetesinin canını hep sıkmıştır. Sol politikalar, emek, belli bir zümreye ilişkin değilse hak ve özgürlük mücadeleleri de öyle. Sıkıntısını dağıtmak için herhalde bazen müthiş(!) araştırmalar yapıp, keyifle yayımlıyor. Mesela şurada olduğu gibi, Greenpeace Akdeniz'in bir şirket olduğunu ortaya çıkartıyor. "Greenpeace meğer bir şirketmiş!" diyor şaşırarak (ünlem işareti de koyuyor ki sonuna, biz de onun kadar şaşıralım). Sonra da, şu absürd cümleyi kuruyor:
Kamuoyunun, fabrika bacasındaki, Enerji Bakanlığı'nın çatısındaki ya da denizdeki eylemleriyle tanıdığı çevre örgütü Greenpeace'in bir şirket olduğu ortaya çıktı.
Haberin geri kalanına duygularını yükleyememiş Zaman. Çünkü o bölümde işini şeffaf yapan bir kuruluşun kendi yaptığı açıklamaları ve dökümleri nakletmek zorunda kalmış. Sonuçta Greenpeace Akdeniz, diğer ülkelerde faaliyet gösteren ofislerinde de olduğu gibi, evet, bir şirket (yasalar, bağış topladıkları için bu yapıyı zorunlu kılıyor.) Üstelik bunu kendileri, kendi internet sitelerinde yıllardır açıklıyor ve şeffaflık ilkeleri gereği, aldıkları her bağışın hesabını kuruşu kuruşuna veriyorlar. Yani Greenpeace elbette bir şirket, tıpkı Deniz Feneri'nin de olduğu gibi (Zaman belki bunu da bilmiyordur.)
Bu haberi hazırlayan arkadaşın Greenpeace internet sitesindeki şu notu görmemiş olması mümkün mü peki?
[Greenpeace]BAĞIMSIZDIR: Hiçbir şirketten, sanayi kuruluşundan, siyasi partiden ya da devletten bağış ya da sponsorluk kabul etmez. Yalnızca bireylerden aldığı maddi destekle ayakta durur.
Kötü niyetli olmak için bile birazcık akla ihtiyaç var!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ilk burdurlu
A. ile bir kafeden çıkmıştık ki, aceleyle dönüp bir şey unuttum mu diye masanın üzerine bir daha baktım. Unutmamışım. O sırada yanımızda bir...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
Biz Bağışladığın özgürlüğe yeğdir biçtiğin zından sonsuz güzelleşecek dünya biz kurduğumuz zaman senin verdiğin umudu ...
-
"(...) Yani bir eskrim sporu niye var diye soruyorduk Konservatuvar’a girdiğimizde. Niye eskrim diye ders var? Rahmetli Sait Tayla çok...
-
Melvyn Bragg’ın ‘In Our Time’ podcast’ında Hititler bölümü ... Üç akademisyen (ki biri Bilkent’ten İlgi Gerçek) oturup konuşuyor Bin tanrılı...
-
İranlı bir kadının işlettiği bir kafedeyim. Bir ay önce yine buraya gelmiştim. Verdiğim siparişi hatırladı: Çırpılmış yumurta ve Americano (...
-
Javaplein'deki kütüphaneye geldim. Birkaç Türk oturmuş, kütüphanenin orta yerinde siyaset konuşuyorlar. Yaşlıca bir adam "Türkiye’...
-
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?