bin ladin'in laptopu
Obama, biz sabahı karşılar Amerikalılar yatmaya hazırlanırken, Bin Ladin'i öldürdüklerini duyurdu. Taze gazetelerin hepsinin manşeti güme gitti; ABD'deki gece habercileri panik mesaisine başladı.
Şimdi televizyon kanalları harıl harıl konuşacak adam arıyor. Milletin afyonu patlamamış daha, ne söyleyecekler? Zaten ne söyleseler fark eder ki?
Ama işte yazma ehliyeti bambaşka bir şey. New York Times'ın bölgeyi en iyi bilen gazetecilerinden Nick Kristof, Obama'nın daha nefesi soğumadan oturup işe koyulmuş ve blogunu yazmaya başlamış. "O konuşurken ben de çalakalem bir şeyler yazdım" diyor. Bu linkte okuyabilirsiniz. Yazmış; hem de o saatte dört başı mamur sayılabilecek bir makale yazmış. İşin tuhafı, çok ciddi gelişmeler olmazsa, birkaç yıl boyunca, Kristof'un daha her şeyin başında, sıcağı sıcağına yaptığı yorum işe yarayacak. Yani yıllarca bir sürü yorumcu ekmek yiyecek bu işten ama en fazla ilk yarım saatte yazılanı söyleyebilecekler.
Ne mi diyor Kristof? Kısaca, bu işin Obama'ya çok da ciddi bir popülarite getirmeyeceğini ve Bin Ladin'in ölümünün 2002'de yapabileceği etkiden uzak olduğunu söylüyor. Bu ölüm Yemen'deki Enver El Evlaki'yi de etkilemez, o kendi çizgisinde devam eder, diyor. Amerikan halkına uyarıda bulunuyor; sevincinizi abartmazsanız, ciddi bir El Kaide sempatisine yol açmazsınız, diyor. Bir de her ABD'li gazetecinin rüyasından bahsediyor: "Düşünsenize, Bin Ladin'in laptopunu şimdi nasıl kurcalıyorlardır."
Televizyon televizyon gezecek abiler ablalar Kristof'a bir baksalar, kendileri kazanır derim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
zamanım yok
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
Biz Bağışladığın özgürlüğe yeğdir biçtiğin zından sonsuz güzelleşecek dünya biz kurduğumuz zaman senin verdiğin umudu ...
-
"(...) Yani bir eskrim sporu niye var diye soruyorduk Konservatuvar’a girdiğimizde. Niye eskrim diye ders var? Rahmetli Sait Tayla çok...
-
Melvyn Bragg’ın ‘In Our Time’ podcast’ında Hititler bölümü ... Üç akademisyen (ki biri Bilkent’ten İlgi Gerçek) oturup konuşuyor Bin tanrılı...
-
İranlı bir kadının işlettiği bir kafedeyim. Bir ay önce yine buraya gelmiştim. Verdiğim siparişi hatırladı: Çırpılmış yumurta ve Americano (...
-
Javaplein'deki kütüphaneye geldim. Birkaç Türk oturmuş, kütüphanenin orta yerinde siyaset konuşuyorlar. Yaşlıca bir adam "Türkiye’...
-
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?