sistemi kullanıyorsun!
Adı James Richard Verone, yaşı 59, cüzdanı boş… ABD’nin taşrasında, Gastonia denen ufacık bir kasabada yaşıyor. 17 yıl Coca Cola’da, atılınca da orada burada çalışmış. Olduramamış. Sırtı dayanılmaz ağrıyor, sol ayağı aksıyor, üstüne bir de romatizma... Tedaviye para yok. Ülkesinin sosyal sistemi, üç yıl sonra gel, aylığa ancak o zaman hak kazanacaksın, demiş. Göğsünde de bir yumru büyüyünce (gerçek bir yumru yani) artık dayanamamış…
Geçen hafta oturup bir plan çatmış… Evdeki mobilyayı satmış, son kirasını ödemiş, dışarı çıkmış ve yolunun üstündeki ilk bankaya girmiş.
Veznedarın eline tutuşturduğu notta “bu silahsız bir soygundur, bana lütfen sadece bir dolar verin ve polisi arayın” yazıyormuş.
Kibar adam Verone… Polisle nezaretle falan ilk mesaisi. Şimdi hapiste, davasının görülmesini bekliyor ve hâlâ insanlara verdiği rahatsızlığa üzülüyor. Başka çarem yoktu, dayanılmaz acılar içindeydim, diyor.
“Hapishane ortamına dayanamadığım için, akşam yemeklerine katılmıyorum; hücremde oturuyorum, dört saat sürüyor çünkü yemek” diyor. “Kardeşlerim var ama onlara yük olmak istemiyorum” da diyor. “62 yaşıma erişince, hak ettiğim parayla bir sahil otelinde oda tutmak, orada yaşamak istiyorum.”
Esas istediği bedava sağlık hizmeti. Hapishanede tedavisine başlamışlar. Ama doktoruna fena bozulmuş. “Sistemi kullanıyorsun” diye kızarmış ona doktor meğer ki.
Sayısız benzeri gibi, öyle bir hikâye işte. Esas üçüncü dünya birinci dünyanın içinde; kapitalizm insanı rezil ediyor vs. demeyeceğim. Bunları hep biliyoruz zaten.
Ama şu “sistemi kullanıyorsun” diyen doktor! Verone’un üç yıllık özgürlüğünü toka etmek zorunda kaldığı sistemin içinde bu denli aşağıya ineni hiç görmemiştim.
Verone’un hikayesine şu yerel gazeteden ulaşabilirsiniz.
Aşağıda da ilgili video:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
zamanım yok
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
Biz Bağışladığın özgürlüğe yeğdir biçtiğin zından sonsuz güzelleşecek dünya biz kurduğumuz zaman senin verdiğin umudu ...
-
"(...) Yani bir eskrim sporu niye var diye soruyorduk Konservatuvar’a girdiğimizde. Niye eskrim diye ders var? Rahmetli Sait Tayla çok...
-
Melvyn Bragg’ın ‘In Our Time’ podcast’ında Hititler bölümü ... Üç akademisyen (ki biri Bilkent’ten İlgi Gerçek) oturup konuşuyor Bin tanrılı...
-
İranlı bir kadının işlettiği bir kafedeyim. Bir ay önce yine buraya gelmiştim. Verdiğim siparişi hatırladı: Çırpılmış yumurta ve Americano (...
-
Javaplein'deki kütüphaneye geldim. Birkaç Türk oturmuş, kütüphanenin orta yerinde siyaset konuşuyorlar. Yaşlıca bir adam "Türkiye’...
-
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
sistemin kullandığı insanları görmüyor doktor, çünkü kendisi de onlardan biri. ilginç bir hikaye.
YanıtlaSilbu arada vahşi hafiyeler'i okudum. dediğin kadar varmış. yazdığım ama yayımlamadığım bir kitapla ilginç paralellikler buldum. çok sağol!
çok sevindim beğenmene, yazdıklarından seveceğini tahmin etmiştim zaten.
YanıtlaSil