Milli İstihbarat Ajansı yöneticisi yalan söylüyor. Siber Komuta Merkezi yöneticisi yalan söylüyor. Başkan yalan söylüyor.
Senato'ya yalan söylüyorlar. Gazetecilere yalan söylüyorlar. Vatandaşlara yalan söylüyorlar. Fark etmiyor. Vatandaşları hakkında bilgi toplamadıklarını ya az az topladıklarını, gerekmedikçe bu işe girmediklerini, bazen de sadece 'kötü adamlar' hakkında malumat derdine düştüklerini anlatıyorlar. Yalan.
Devlet sıkıştığında yalan söyler. Rutini bu, şaşırmaya gerek yok.
Benim ilgi duyduğum kâr amacı gütmeyen, bağımsız, araştırmacı gazetecilik kuruluşu ProPublica'nın basit taktiği. Söz söyleyenleri art arda sıralamış, yalanları işaret etmiş, ardından da gerçekleri yazmış. Beşer onar saniyelik görüntüler, üç beş cümle yazı. Sonra da daha fazlasını bilmek isteyen okuru/seyirciyi linke yolluyor (ki daha da okumak isteği bu noktada karşı konulmaz bir hâl alıyor.)
Hepsi bu kadar. En ağır, en teknik, en sıkıcı dosyaları yazan bir kuruluştan basit bir çözüm. Cesur olduktan sonra, uygulaması da hiç zor değil.
PS: Bir umudum devletin bulabildiği her bilgi kırıntısını toplaması. Toplasın, yedeklesin, biriktirsin bir kenarda. İşlenemeyecek kadar çoğalsın bilgiler. Ben gereğinden fazla bilgi topladığımda, haberi yazamıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?