Bugüne dek en iyi kahve İtalya'dadır diye bilirdim. Yanlış. İspanya'nın cafe solo'su espressoyu döver. Koyu, kıvamlı ve tadı sizi uzun süre götüren bir kahve. Pişirmesini de biliyorlar. Kahvede süt sevmem, ama sevenleri cortado'yla mutlu oluyor. Beş yudum kahve, bir yudum süt, bu kadar.
İşsizlik İspanya'nın iliklerine kadar işlemiş, belli. Özellikle genç işsizliği. Caddelerde broşür dağıtanlar, mağazalara bakınarak geçen yayalardan daha çok. Kötümser bir ruh hali. Ülkeyi böyle görmek üzücü.
Hemen herkesin benden çok daha iyi İngilizce konuştuğu Amsterdam'dan, yabancı dilin sıfır noktasına yaklaştığı Madrid'e gelmek tuhaf. Çaba sarfetmemek değil, gerçekten bilmiyorlar. Bir şey anlatmak istediklerinde, sadece daha vurgulu söylüyorlar. Anlatabiliyorlar da üstelik.
İspanyolların İngilizce iletişim kurmaması bana iyi geldi. Herkesle aynı dilde konuşmak fena. Küresel köy dediğimiz berbat bir yer. Vasıfsız hediyelik eşya dükkânı gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?