üç şey

Birincisi Yazıhane’den. Sosyalist Galaksi başlıklı rüya gibi bir yazı. Müellifi Fikret Özer. Şuradan okuyun. 

Tadımlık: 

Tasarımcılar, programcılar hatta sanatçılar Galaksija’ya adeta aşık olmuşlardı. Tamamen el emeğiyle yapılan, çok ucuz, her yönüyle kişisel bir bilgisayara sahip olma fikri çok çekici gelmişti. Hazırlanan yapım kitlerinden 8000 adet satıldı. Derginin o sayısı ise 120 bin adet basıldı. Hazır verilen yapım kiti üzerine kurulsa bile, Galaksija’nın bir kasası yoktu. Kullanıcılardan kendi kasalarını oluşturmaları bekleniyordu. Bu yüzden seri üretim Commodore, Macintosh gibi bilgisayarların aksine hiçbir Galaksija birbirine benzemiyordu.
Artık Yugoslavya’nın da bir kişisel bilgisayarı olmuştu. Fakat yeni bir engel vardı. Bu bilgisayar için oyunlar veya programlar geliştirmek, onları da rahatlıkla ve en az maliyetle dağıtabilmek gerekiyordu. Bu engel aynı zamanda profesyonel bir pilot olan bir radyo programcısının çabalarıyla aşılacaktı. Nedeni basitti, Galaksija bir kasetle çalışıyordu.


İkincisi üstteki fotoğraf. Arka plandan anlamışsınızdır, Londra’dan. 

Üçüncüsü heyecanla beklediğim gazetecilik filmi Spotlight. Boston Globe’un Pulitzer kazanan bir haberinin ardındaki hikâyeyi anlatıyor. Film iyi mi kötü mü bilmem (ki muhtemelen iyi) ama casting çok iyi olmuş. Mark Ruffalo, Rachel McAdams, Michael Keaton, John Slattery, Liev Schreiber… Saf gazeteci tipler. En azından trailer’da. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen ne dersin?

eve dönmenin yolları

Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...