bizi gazetecilik kurtarır


İyi insanlardan iyi gazeteci oluyor… Demek isterdim ama alakası yok! 

Ama istisnası var… Örneğin dünyanın öbür ucunda yaşayan, bir zamanlar The Boston Globe’un araştırmacı gazeteciliğin yüz aklarından Spotlight ekibini oluşturan gazeteciler gibi. 2001’de yaptıkları araştırma, koca şehrin örtbas ettiği taciz vakalarını su yüzüne çıkartmış, mağdurların acısını biraz olsun dindirmişti. Bu vakalar üstelik Kilise’de yaşanmıştı. Tacizciler de rahiplerdi. Zor iş böylesi bir vakayla uğraşmak. 

Bu cesur araştırma ‘Spotlight’ filminin de konusu oldu (Daha önce şurada yazmıştım). Bu satırlar yazıldıktan birkaç saat sonra dağıtılacak Oscar ödüllerinin güçlü bir adayı Spotlight. Umarım “En İyi Film Oscar’ı onun olur da daha fazla seyirciye ulaşabilir. 

Gelelim iyi insanlara… Onlar filme konu olan gerçek gazeteciler. Mesleğimizin saygın üyeleri. Bugünkü Hürriyet Pazar’da efsane ekibin üçüyle konuştum (Röportaja şuradan ulaşabilirsiniz). Bir zamanlar Spotlight’ın şefi olan (Michael Keaton’un canlandırdığı) Walter V. Robinson hâlâ gazetede ama artık serbest editör. Rachel McAdams’ın oynadığı Sacha Pfeiffer artık Spotlight’ta muhabir değil, Boston Globe’un köşe yazarları arasında. Martin Baron, Boston Globe’a Miami Herald’ı bir buçuk yıl yönettikten ve bu kısacık sürede gazeteye Pulitzer kazandırdıktan sonra gelen; Globe’daki daha ilk toplantısında da Pulitzerlik konuyu yakalayan o efsane genel yayın yönetmeni, artık Washington Post’un başında… Onlarla konuştum… Çok yoğun takvimlerinde zaman ayırdılar, seslerinin Türkiye’ye de yansıması için özen gösterdiler. 

 “İyi insanlar” diyorum, çünkü bu haberi bırakmak için çok sebepleri vardı, bırakmadılar. Onlara güvenenlerin yüzünü kara çıkarmak istemediler. Meslektaşlarının onlar için neler dediğini çok yerde okudum; basmakalıp sözlerle övülen insanlardan değiller, akla güzel bir anı eşliğinde gelen insanlardan… Bu fark da yeter zaten iyiliği anlatmaya. 

Bu gece kalbim onlarla. İlham veren ve "Bizi gazetecilik kurtarır" diyen, bu işi hakkını veremesem de neden yaptığımı hatırlatan o iyi insanlarla… 


***

Şu da kısa bir alıntı: 

(...) Pulitzer alan efsane ekibin başındaki Walter V. Robinson’a (kendisini Michael Keaton oynuyor) yaptığı işi beyazperdede görünce ne hissettiğini soruyorum; “Çok tuhaf geldi” diyor. “Gazeteciler ışığı başkasına tutar normalde, ışığın altında durmazlar! Ama hepimiz sonuçtan çok memnun kaldık. Bunun nihayetinde bir film olduğunu akıldan çıkarmamalı ama bu film o günlerde Globe’da neler yaşandığını doğrulara sadık kalarak anlatıyor. Bizi parlatmaya çalışmıyor, süreci gösteriyor. Araştırmaya nasıl başladık, nasıl ilerledik, aramızda neler geçti... Hepsi baştan sona böyle yaşandı.”

2 yorum:

  1. Eline sağlık röportajlar için. Filmi seyredince daha anlamlı oldu.

    YanıtlaSil
  2. rica ederim, sevindim begenmene

    YanıtlaSil

Sen ne dersin?

zamanım yok

O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...