başlangıç
Kenneth Branagh biyografisini 28 yaşında yazmış. Başlangıç. Fena fikir değil aslında.
Dün Barones’te yan masada üç Hollandalı genç aralarında hevesle Atatürk’ten bahsettiler. Ne diyorsunuz, bir yol anlatın hele diyemeden de kalkıp gittiler. Ama iyi şeyler söyledikleri belliydi. Temiz, pak, Harry Potter gibi gençlerdi.
Medyadalar. Hepsi de aklı başında, entelektüel adamlar. Ama akıllarına gelen en parlak fikir şu: Bu en zor zamanda Galatasaray’ı Fatih Terim’den başka kimse çalıştıramaz, gitsin Florya’da ipleri eline alsın! Bunun "Doğu’ya Olağanüstü Hal gelsin, ancak öyle yönetilir oralar" demekten ne farkı var? Fatih Terim Mehmet Ağar arkadaşlığı da tesadüf zaten.
Bülent Ortaçgil ile Paul Simon giderek aynı adama dönüşüyor.
"Benim sahnelerimi iki haftaya sıkıştırmanın bir yolunu bulmuşlar ve çekimler de Romeo ve Juliet açıldıktan sonraki gün başlayacak. Akşam beni tiyatroya yetiştirecek bir araba sağlayacaklarmış peki ben bu iş yükünü kaldırabilir miymişim? Pat’e ne kadar para ödeyecekleri sordum. Söyledi. Romeo ve Juliet’in bütçesini düşündüm. ‘Onlara söyle ben sete bisikletle de gelirim, çeki göndersinler!’" (Kenneth Branagh, Başlangıç)
Fotoğraf, Branagh'ın bahsettiği A Month in the Country'nin (1987) setinden; sağdaki kendisi, ortadaki genç de Colin Firth.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
zamanım yok
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
Biz Bağışladığın özgürlüğe yeğdir biçtiğin zından sonsuz güzelleşecek dünya biz kurduğumuz zaman senin verdiğin umudu ...
-
"(...) Yani bir eskrim sporu niye var diye soruyorduk Konservatuvar’a girdiğimizde. Niye eskrim diye ders var? Rahmetli Sait Tayla çok...
-
Melvyn Bragg’ın ‘In Our Time’ podcast’ında Hititler bölümü ... Üç akademisyen (ki biri Bilkent’ten İlgi Gerçek) oturup konuşuyor Bin tanrılı...
-
İranlı bir kadının işlettiği bir kafedeyim. Bir ay önce yine buraya gelmiştim. Verdiğim siparişi hatırladı: Çırpılmış yumurta ve Americano (...
-
Javaplein'deki kütüphaneye geldim. Birkaç Türk oturmuş, kütüphanenin orta yerinde siyaset konuşuyorlar. Yaşlıca bir adam "Türkiye’...
-
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?