Her iktidar hareketten korkar. Statüko üzerine kurulmuştur onlar. Tahkim edilmişlerdir.
Nedeni nasılı, olurunu olmazı daha aylarca tartışılacak ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Adalet Yürüyüşü’ hiçbir şey yapmadıysa iki şey gösterdi bu ülkeye: Hareketin heyecanını evvela. Masabaşı siyaset istemeyenleri sahaya çağırdı. Öyle ya, herkes sahada bulunmak ister. “Buyurun öyleyse” dedi…
İkincisi, “Ben onla yürümem, şunla yürümem” diyenlerin oluşturduğu boş kümeyi açığa çıkardı.
Yürümemek de haktır elbette. Ama “Hayır ben yürümeyeceğim” diye ısrarla söylenmek nedir? “Şunlarla yürümem” cümlesini kurmak, bana öyle geliyor ki yürümemenin niyetine girmektir aslında. Statükonun… Öyle veya böyle nihayetinde iktidarın…
Bakalım harekete geçmenin, gündemin dizginlerini iktidarın elinden çekmenin meyvesini alacak mı Kılıçdaroğlu? Bir zamanlar onun yerinde olan Bülent Ecevit'e, ‘Karaoğlan’ lakabını açık havadayken vermişlerdi. Acaba Kılıçdaroğlu da onu büyütecek bir imkâna rast gelecek mi?
Gelmese de, bu ülkede Demirel’den beri yürümeyi hakir gören (‘Yollar yürümekle aşınmaz’ı hatırlayın) sağ iktidar zihniyetini yürüyerek aşındırmayı (bir an için bile olsa) becerdi sayılır. Demirel, daha sonra bu lafı temize çekmeye çalışırken "Kimse beni yanlış çıkarmak için daha fazla yürümemiştir" de diyecekti.
Bir de bu oldu işte. Demirel yine yanlış çıktı.
PS: Fotoğrafın sahibini bilen var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?