eski ateşler

Raymond Carver hep kısa öykü yazmış. Romana girişmemiş. Nedeni hayat gailesi. Çok genç yaşta evlenmiş. İki çocukları olduğunda karısı da kendisi de yirmi yaşında bile değillermiş. Bir yandan okula gidiyor, bir yandan çocukları yetiştiriyorlarmış. Garsonlukla, temizlikçilikle geçinmeye çalışıyorlarmış. Bazen çift vardiya. Evde de çocuklar… Hep bir saatlik bir boşluk bulmaya çalışmış Carver. İki saat lüksmüş. Hep bir, bilemedin iki oturuşta bitireceği hikayeler yazması gerekmiş. Roman gibi uzun soluklu bir iş rüyaymış onun için. Çok sonra, çocukları büyüdüğünde, yazdıklarından biraz para kazanmaya başladığı zaman da artık eli gitmemiş roman yazmaya. Dikkat eşiği düşmüş. Konsantre olamıyormuş.


Carver’ın ‘Fires’ isimli makalesi artık benimle. Sevdiğiniz şeyler, bazen sizin bir parçanız olur. ‘Fires’ da artık benim bir parçam. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen ne dersin?

zamanım yok

O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...