kırılgan

Hollanda’da sokak röportajı. Muhabirin elinde A4 boyutunda iki adet fotoğraf var. Bir kadın, bir erkek. Yakışıklı bir erkek. Güzel bir kadın.

Muhabir sokaktan geçen erkeklere, elindeki erkek fotoğrafını gösteriyor. “Sizce bu adam yakışıklı mı” diye soruyor. Kadınlara da aynı soruyu kadın fotoğrafıyla soruyor: “Sizce bu kadın güzel mi?”


Her yaştan erkekler… Cevaplamıyorlar bile. “Bu soruyu bana neden sordun”; “bir erkeğe böyle bir soru sorulur mu”, “ben gay değilim”, “erkeklerle ilgilenmiyorum.” Doğrudan uzaklaşanlar da var. 


Kadınlarsa cevap veriyor. Fotoğraftaki kadını neden güzel bulduklarını anlatıyorlar. Kaşı şöyle güzel, gözü böyle güzel diyerek… 


Şu kadarını tahmin etmek zor değil: Burada bir kurgu var; hiç değilse bu çelişkiyi orta yere sermek için. Böyle cevap veren erkekler seçilip konulmuştur. Belki kadınlar da.


Ama yine de hemcinslerimin şu kırılgan maskülenliği bin beş yüz metre öteden okunuyor. “Bu adam evet yakışıklı” dersem hakkımda ne düşünürler kırılganlığı! Bir sokak röportajında hayatın anlamı çözülmez ya, yine de söylemeli: Çoğu insan çaktırmadan aşırı mazbut ve muhafazakâr; bunun belki kendileri bile farkında değil, ani bir soruyla karşılaşınca birden ürküyorlar.

Bu da beni hâlâ şaşırtıyor. 

2 yorum:

  1. Gay sanılmaktan neden bu kadar korkuyor erkekler acaba? İlginç bir araştırma konusu aslında. Birinin eşcinsel olması ya da olmaması zerre kadar ilgilendirmemeli aslında hiçbirimizi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir de şu; birisini yakışıklı buldu diye gay sanılacağını düşünmek... Bunun da yaygın olması.

      Sil

Sen ne dersin?

zamanım yok

O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...