atlayan adam
Güzel adamdır Jimmy Jump. Futbol sahasına atladı mı, gözüne önceden nereyi kestirdiyse, oraya kadar mutlaka koşar. Bugüne kadarki en büyük hareketi Barcelona’dan Real Madrid’e geçen “vefasız” Figo’nun yüzüne eski takımının atkısını fırlatmaktı. Ama futbol meraklısı olmayanlar için de dükkânı açık. Ben takip edemedim, meğer Eurovision’da da “sahaya inmiş” ve İspanyol grubunun koreografisi içine kendini de katmış. Gayet bayık ilerlediğine emin olduğum yarışmaya renk katmıştır muhakkak.
Kendisiyle rabıtam yıllar önce Yeni Aktüel’de çalışırken olmuştu. Jimmy o zaman da sevimli ve heyecanlıydı ama telefonun ucunda –epey bozuk İngilizcesi’yle- söylediklerini anlamak çok zor olmuştu; teybi çözmeye çalışmak daha da beterdi.
Röportajı yaptım bitti; kapatmadan önce Türkiye’ye gelmek istediğini söyledi: “Bir Beşiktaş – Fenerbahçe maçında sahaya atlamak istiyorum, ne dersin?”
“Bana uyar da, burada biraz canını yakabilirler” diye yanıtlamıştım.
Derbiye hiç gelmedi, korkmuş mudur acaba?
PS: En sevdiği futbolcunun Puyol olduğunu da söylemişti o zaman; gerçekten cansın Jimmy! (Bu arada röportajın linkini maalesef bulamadım, geçmiş gün, yitip gitmiş!)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
zamanım yok
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
Biz Bağışladığın özgürlüğe yeğdir biçtiğin zından sonsuz güzelleşecek dünya biz kurduğumuz zaman senin verdiğin umudu ...
-
"(...) Yani bir eskrim sporu niye var diye soruyorduk Konservatuvar’a girdiğimizde. Niye eskrim diye ders var? Rahmetli Sait Tayla çok...
-
Melvyn Bragg’ın ‘In Our Time’ podcast’ında Hititler bölümü ... Üç akademisyen (ki biri Bilkent’ten İlgi Gerçek) oturup konuşuyor Bin tanrılı...
-
İranlı bir kadının işlettiği bir kafedeyim. Bir ay önce yine buraya gelmiştim. Verdiğim siparişi hatırladı: Çırpılmış yumurta ve Americano (...
-
Javaplein'deki kütüphaneye geldim. Birkaç Türk oturmuş, kütüphanenin orta yerinde siyaset konuşuyorlar. Yaşlıca bir adam "Türkiye’...
-
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?