yazmak zor
Bizim meslekte, sanırım, iki tür insan var. Yazarak ilerleyenler, okuyarak ilerleyenler… İlki her duyduğunu, okuduğunu, gördüğünü not alıp, sonra notlarını birleştiriyor; diğeri önce her şeyi okuyor, araştırıyor, bir yerlere kaydediyor, ardından oturup baştan yazıyor. Ben hep ilki gibi olmak isterim, ama niyeyse kendimi sürekli ikinci şıktayken yakalıyorum.
Daha geçen gün, zamanı dar bir arkadaşıma bilmiş bilmiş şunları anlatıyordum: “E. H. Carr’ın, ‘Tarih Nedir?’de tarif ettiği çalışma yöntemini severim; Carr der ki, ‘ben kitaplarımı, her şeyi okuduktan sonra oturup yazmam, ilk öğrendiğim şeyden yazarak başlarım, sonra yazı da kendi yoluna girer.” Tam böyle değilse de, buna benzer bir şeylerdi işte… Düşününce, o koca koca kitapları yazmak başka türlü mümkün olmazdı herhalde.
Zor bir Cumartesi bitti. Bu defa çok güçlük çektim yazarken. Konsantre olamadım, olamadıkça yazacaklarım da gözümde büyüdü. Zaten özel bir haftaydı, konu netameliydi, çok fazla malzeme vardı, onları elemek de sıraya koymak da ayrıca problemliydi.
Her sene bir iki defa böyle oluyor. Her olduğunda da, kendimi aynı şeyleri düşünürken buluyorum. Carr’ın dediğini yapayım artık, diyorum, ama sonra unutuyorum hemen.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
eve dönmenin yolları
Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
The Village from Pedro Sousa | visuals on Vimeo . Arkadaşlarım bir bir tatile gidiyor. Öyle tatil köyü, otel motel sevmiyorlar. Küçücük kö...
-
Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...
-
Bu piyano, bu ses, bu söz... Bir dünya. Fısıldaşın dalgalar. Pıçıldaşın lepeler...
-
Dağ başında bir bakkal dükkânı. Muz ve incir tezgâhlarının yakınında. Dışarısı kavruluyor, içeride klima serinliğinden burnunu çıkarmak iste...
-
Ken Loach'un son filmi 'Old Oak'unu daha seyredemedim, gerçek anlamda son filmiymiş meğer. 87 yaşında. Kendisi açıklamış. Aslınd...
-
Eski defterlerimden birine not almışım: Telefonun çalmıyorsa bil ki benim. Jimmy Buffett... Kimdir bu adam? Tamam havalı bir laf da, niye...
tekrardan selamlar.
YanıtlaSilnewsweek'teki haberleirnizi yazarken hangi aşamalardan geçtiğinizi, ne yollar kat ettiğinizi, neler okuduğnuzu yazıyorunz arada. benim çok hoşuma gidiyor. okuduğum yazı yazılırken ne tür aşamalardan geçtiğini bilmek, gazete yazarlığı açısındn ilginç örnekler verebiliyor. sizdne ricam bu tür yazılarınızı çoğaltmanız. biliyorum bloggerlık zor iş. o kadar yazıyorsun, kaç kişi okuyor diye hayıflanıyorsun. zaten haftalık yazman gerekn yığınla şey varken, ir de oturup bunlar yazmak daha da bunaltıcı oluyor. ama bence harika çalışmalar da çıkaibliyor.
kolay gele...
arada yazıyorum, evet, ileride de yazarım herhalde. eğlenceli olabiliyor bazen. ilginiz için çok teşekkürler:)
YanıtlaSilYenal izin ver senin nasıl çalıştığını bir gün ben yazayım :))
YanıtlaSilyaz ama pek sıkıcı bir konu değil mi bu :)
YanıtlaSil