Ne verimli mekânmış. Geçen hafta Taksim Gezi Pastanesi’nde hemen her sabah kahve içtim, gazete okudum. Bu arada yan masalarda dünyalar kuruldu, hesaplar çatıldı.
Mahsul şöyle:
1) Bir belgesel projesi (İstanbul’da başlayacak, Beyrut’ta bitecek. Ama çok para lazım.)
2) Bir söyleşi kitabı. (“Röportajı sen yapar mısın, ben de sonradan elden geçiririm.”)
3) Bir dizi lansmanı ama Mısır’da. (“Bak gör Kıvanç'ı görünce ne yapacak adamlar? –Tuba olmaz mı? –Bilmem, o da olur belki. – Şimdi ne yapıyor? –Boktan bir dizide oynuyor.”)
4) Bir reklam. (“Storyboard’u kare kare çalışmana gerek yok.” Nasıl yani?)
Bense hep gazete okuyordum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
zamanım yok
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
Biz Bağışladığın özgürlüğe yeğdir biçtiğin zından sonsuz güzelleşecek dünya biz kurduğumuz zaman senin verdiğin umudu ...
-
"(...) Yani bir eskrim sporu niye var diye soruyorduk Konservatuvar’a girdiğimizde. Niye eskrim diye ders var? Rahmetli Sait Tayla çok...
-
Melvyn Bragg’ın ‘In Our Time’ podcast’ında Hititler bölümü ... Üç akademisyen (ki biri Bilkent’ten İlgi Gerçek) oturup konuşuyor Bin tanrılı...
-
İranlı bir kadının işlettiği bir kafedeyim. Bir ay önce yine buraya gelmiştim. Verdiğim siparişi hatırladı: Çırpılmış yumurta ve Americano (...
-
Javaplein'deki kütüphaneye geldim. Birkaç Türk oturmuş, kütüphanenin orta yerinde siyaset konuşuyorlar. Yaşlıca bir adam "Türkiye’...
-
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
Is baglantilari umurumda degil ama Gezi de her sabah oturup kahve icmeye ozendim simdi.
YanıtlaSilama kolay değil, disiplin gerektiriyor.
YanıtlaSil