istihbarat zaafı

Olayın üstünden beş dakika geçmiş, adam ezbere terör örgütlerini sıralıyor televizyonda, sosyal medyada. “Kesin şu yapmıştır, motivasyonu budur, hedefi şöyledir” diyor. 

Sanırsın hayatı terörizm araştırmalarıyla geçmiş. O kadar kendinden emin.

Üstelik her defasında yanılmış, ters köşeye yatmış, bugüne dek dedikleri hiçbir gerçekle uyuşmamış, en fazla teğet geçmiş. 

Bir kişi değil. İki, üç kişi de değil. Genel. Kahve ağzıyla meslek icra edenler bunlar. Yazdığı yazıda, söylediği sözde somut bir bilgi kırıntısı bile olmayanlar. 

Kendilerini ‘gazeteci’ diye tanıtıyorlar. Tanıtmalarına gerek yok, böyle tanınıyorlar zaten. 

Türkiye’de istihbarat zaafı var deniyor. Bizim gazetecilerde de istihbarata zaaf var ama istihbarat yok… Biliyor gibi görünmek kaygısı var. 

İşi gücü başka olan insanlarla, mühendisle, fırıncıyla, kahveciyle kendilerini eşitlediler. O kadar istihbarat, o kadar işkembe herkeste var sonuçta. 

Ama biliyor gibi görünmek zaafı bizim mesleğe mahsus. İşimiz bilgi vermek olmasaydı, iyiydi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen ne dersin?

zamanım yok

O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...