korona günleri - her şeyi yakçılarla sal gitsinciler karşı karşıya

Geçen gün arkadaşım Serdar bir gözlemini paylaştı: İnsanlar, koronavirüsten sadece korkmuyor, ona içerliyorlar da. Çünkü bu virüs hayatlarımıza, deprem gibi, trafik kazası gibi, doğal afet gibi fazladan bir risk ekledi. Dolayısıyla fazladan bir tedirginlik de ekledi. Madem, “Bu risk kalıcı, global toplum bundan böyle salgınlarla uğraşacak” deniyor; tedirginlik de kalacak. Modern hayatta fazladan bir endişe. 

Kalacak kalmasına da biz onunla nasıl başa çıkacağız?

Daha geçen haftaya kadar iki eğilim vardı. 

‘Her şeyi yak’çılarla ‘sal gitsin’ciler çarpışıyordu. 

Her şeyi yakçılar, toplumsal düzene kilit vurulmasını savunuyordu; sal gitsinciler, her şeye rağmen hayatın akmasını. İlk kategoriye girenler, geçen yüzyılın başında gezegeni çökerten İspanyol gribi salgınını örnek veriyordu. İkinciler, sıradan gribin de halihazırda milyonlarca insanın canına mal olduğunu anlatıyordu. 

İtalya'da yaşananlardan sonra, 'sal gitsin'ciler büyük yenildi. 

Geriye endişe kaldı.

Yine de, evet yine de, şu Milanolu kadına balkonunda akordiyon çaldırtan ruh ayakta. Endişeye karşı. Halen.

PS: Fotoğraf / Alessandro Grassani

4 yorum:

  1. Ben de boş sokaklarda aryalar söyleyenleri izlerken aklımdan benzer düşünceler geçti. Anksiyete uzmanı olarak, aslında virüsün kendinden çok toplumsal çöküntüden ve özellikle batıda sahip olunan sınıf ve güç dengesinin yerle bir olma olasılığından korkulduğunu hissediyorum. Çünkü doğuda zaten böyle bir varoluşçu endişe hiç olmadığı ve kadercilik hakim oduğu için (bir de üstüne bu coğrafyada hiç bir şey yeşermez, bu halkla hiç doymaz anlayışı tabii) bu iki görüşün çatışması da hayli ilginç gelişiyor.. Sal gitsincilerden değilim ama sanırım ben de sıkıldım, olacaksa olsun ve devam edelim diye düşünmüyor değilim... üstelik daha başındayız dediğiniz gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada iki şey konuşuluyor. Sosyal yorgunluk olasılığı ve uzun dönemli ekonomik etkiler. Sanırım hükümetin aklında ikincisi daha ağır basıyor. Ama onlar da ciddi baskı altında şu anda. Biz ise duygudan duyguya savruluyoruz. Sanırım esasen sizin uzmanlığınıza ihtiyaç duyulan günler bunlar.

      Sil
  2. Ispanya daha iki gun oncesine kadar sal gitsinci (hatta vur patlasin cal oynasinciydi) ama Córdoba gibi ufak bir sehirde bile 35 coronaviruslu cikinca isin rengi degisti. Balkonlarda sarki soyleme evresine hizlica geciverdik. Sevdiklerine bir sey olma ihtimali belirince sanirim sal gitsinciler hemen taraf degistiriyor. Her seyi yakcilarin taraf degistirmesini daha zor goruyorum. Belki bir ay sonra durumda hicbir duzelme olmazsa o zaman sokaklarda isyan baslar. Cunku Ispanya ve Italya"yi corona kadar, belki de daha cok, bu eve kapanma durumu mahvediyor.

    YanıtlaSil
  3. Dünyada en zor eve kapanacak halk herhalde İspanyollardır. İnşallah çok uzun sürmez. Buranın halkı muhtemelen rasyonel ve duygudan uzak düşünme yüzdesi açısından üst sıralardadır. Ama burada bile eve kapanan bir toplum fikri uzak geliyor. Bakalım.

    YanıtlaSil

Sen ne dersin?

oktay opaz

Ben Octavio Paz demiştim; yanlış anlaşılma işte, karşıdaki Oktay Opaz dediğimi sanmış. Öyle de yazmış.  Düzelttik sonra.  Ya Oktay Opaz? Sen...