zor bir dava



Lahey, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) önü… 31 Mayıs günkü saldırıda içinde 9 kişinin öldüğü Mavi Marmara gemisinin yolcuları İsrail’i dava etmek için geçen Perşembe günü burada toplanmıştı. Dilekçelerini ve kanıt içeren dosyalarını Başsavcı Luis Moreno Ocampo’nun makamına sundular. Şimdi dava açılması bekleniyor.

Umutla bekleyenler alınmasın ama bence hiçbir şey olmayacak. Çünkü UCM’nin bir devlete –hem de sadece sivillerin şikâyetiyle- dava açması çok zor (Başvuruların nasıl alındığını ve sürecin nasıl işlediği merak edenler varsa, bu post’un en altındaki paragrafı okuyabilirler.)

Tuhaf olan, bunu, yani davanın açılma ihtimalinin çok düşük olduğunu neredeyse hiç kimsenin bilmemesi. Buraya gelen avukatların, aktivistlerin ve yardım organizasyonu (İHH, Mazlum-Der)gönüllülerinin çoğu, gazetecilerinse maalesef hiçbiri bilmiyor. Ben de bilmiyordum, ama araştırınca öğreniyorsunuz sonuçta.

Birkaç kişi daha bilgili. Dava için gelenlerin arasında konuya en çok hakim olanlar, laf arasında “gündemi sıcak tutmak” için geldiklerini söylediler. Hepsi bu kadar… Ölenlerden Furkan Doğan’ın babası Ahmet Doğan’ın (ki o da buradaydı) umuduna üzülüyor insan.



Bir de güvenlik notu. UCM’nin önünde asayişi sağlayan hepi topu dört polis vardı o gün. Bisikletli olan ikisi toplananları uzaktan kesmekle yetindiler. Yaya olanlarsa gelip sadece iki konuda uyarıda bulundu: Kaldırımda gösteri yapmayın, bisiklet yolu üzerinde durmayın! Gösteri yapılmadı –zaten yapacak kadar insan da toplanmamıştı- ama bisiklet yolu konusuna nedense kulak asan olmadı. Bisikletiyle gelip geçenler sinirlendikçe polisler daha da kuruldu. Nihayet onların da sabrı taşınca ceza kesmek için pasaportları toplamak istediler. Bu isteğe de kulak asan olmadı!


Uluslararası Ceza Mahkemesi üç şekilde dava kabul ediyor. Bunlardan ilki taraf devletlerden birisinin başvurması –ki Türkiye bu mahkemeye taraf değil-; ikinci yöntem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin başvurması. Bunun örneği Darfur’da görülmüş, Mahkeme, Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkında dava açmıştı. Üçüncü yol ise Mavi Marmaracılar’ın başvurusunun çerçevesini çiziyor. Bu yöntemde kişi ve kurumlar mahkeme savcısına, yani bugün için Luis Moreno Ocampo’nun makamına bilgi ve belge ulaştırıyor. Savcı da bu belgelerin makul bir zemin teşkil ettiğini düşünürse insiyatif kullanarak dava açabiliyor (Savcının dikkate alması gereken bir diğer konu da, söz konusu davada iç hukuk yollarının tükenip tükenmediği. Süreç ancak dava edilmek istenen kişi ve kurumların kendi ülkelerindeki adalet sistemi çökmüşse veya bu ülkedeki hukuk sisteminin suçluyu bile isteye koruduğuna kanaat getirilirse başlatılabiliyor.) Bugüne kadar 140 ülkedenen bu tip 8000’in üzerinde başvuru olduğunu hatırlatmakta fayda var. Şimdi Başsavcı Ocampo, Mavi Marmaracılar’ın kendisine teslim ettiği kanıt dosyası ve suç duyurusu dilekçesi üzerinde bir inceleme yapacak ve dava açmak için makul bir zemin olduğunu görürse bunu UCM’nin ön büro mahkemesine havale edecek. O mahkeme de kendi incelemesinden sonra, dosyayı savcıya dava açma yetkisi vererek iade edebiliyor. Yani süreç epey zahmetli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen ne dersin?

eve dönmenin yolları

Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...