fotoğrafçının sorusu

Yarın bir röportaja gideceğim. Tuhaf bir konu, bilmediğim bir dünya...

Buralı bir fotoğrafçıyla çalışacağım. İşinin ehli bir adam. İyi bir iş çıkartacak, eminim. 

Dergilerde bugüne dek birçok fotoğrafçıyla tanıştım. Beceriklilerdi, iyi habercilerdi; dahası iyi sanatçılardı. Habere gitmeden önce uzun uzun konuşurduk. Planlar yapardık - ki bazısı elimizde patlardı. Kavga da ederdik bazen. Ego meselesi...

Sonuçta çok şey öğrendim onlardan.

Ama bugün ilk defa bir fotoğrafçı bana farklı bir şey sordu: "Bu röportajı ne tonda yazacaksın?"  Hüzünlü mü, eğlenceli mi, ciddi mi, hafif mi? Ona göre çekecekmiş fotoğrafları.

Öğrenmenin sonu yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen ne dersin?

zamanım yok

O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...