İşte bu şekilde, İsa Mesih'in sevgi dolu düşünceleri, Hıristiyanlık'ın kötülük saçan klişeleri haline gelmiştir. İşte bu nedenle, tarihteki neredeyse her devrim başarısızlığa uğramıştır: Ezilenler iktidarı ele geçirir geçirmez "devrimi korumak" için totaliter taktiklere başvurarak ezenlere dönüşürler. İşte bu nedenle, önyargının ortadan kalkmasını arzulayan azınlıklar hoşgörülerini yitirir, barış arzulayan azınlıklar militanlaşır, eşitlik arzulayan azınlıklar kendilerini üstün görmeye başlar ve özgürleşmeyi arzulayan azınlıklar saldırganlaşır (kendini baskı altında tutmanın ilk belirtisi gergin bir kıç deliğidir).
Tom Robbins / Ağaçkakan (Çeviren: Fatma Taşkent)
iktidar, aslında, ezdiği insanlara ezmeyi öğretir. ezilenler, kendi durumlarını anlamak için kendilerini ezenlerin yerine geçmek ister. ama ne zaman bunu başarsalar ilk unuttukları kendilerinin bir zamanlar ezildiğidir. bazen insanlar sadece geçmişte yaşadıkları büyük acıları unutmak için, kendilerine geçmişte o acıları yaşatan zorbalara dönüşür.
YanıtlaSilher zorba, çektiği acının intikamını almaya yemin eden inançlı bir mazlumu içinde taşır. her zorba içinde taşıdığı o 'mazlum' sayesinde hayatta kalır.
tanrı olmak isteyen her isyankar, sadece tanrı tarafından canının acıtıldığına inanan saf bir mümindir. çektiği acıdan kurtulmak için, acıyı yaratanın yerine geçmek ister.
YanıtlaSiliktidarı/ erki/ gücü eleştiren herkes, onun tarafında acıtılmış, biçimlendirilmiştir: devrimlerin kaynağı insanın özgürlük isteği değildir: özgürlüğü kısıtlayacak güce sahip olma arzusudur. ancak başkalarının özgürlüğünü kısıtlayanlar kendilerinin özgür olduklarına koşulsuz inanırlar.
tüm despotlar, tiranlar, diktatörler, otorite meraklıları aslında özgürlüğü hissetmeye aç birer fakirdir.
özgürlüğe aç fakirlerin, insanları özgürlüğe acıktırması... ironik mi?
YanıtlaSildiyalektik her yerde çalışıyor.