Biraz eskilerden bu...
Yeni yeni sökmeye başladığım Hollandacam bugün ilk defa işe yaradı. Sabah tramvay beklerken, karımla aramızda Türkçe konuştuğumuzu gören orta yaşlı bir kadın bize yanaştı ve "Hollandaca biliyor musunuz" diyerek elindeki kâğıt parçasını uzattı. Türkçesi de kırık döküktü biraz: "Temizliklere gidiyorum, ev sahibi geçen hafta bu notu yazıp verdi, kediler hakkında, ne diyor?"
Nota baktım; soru bildiğim yerden gelmişti. "Beyaz kediyi sakın dışarıya bırakma, diğer iki siyah kedi çıkabilir!" Tercüme ettim.
Kadın ferahladı. Sonra "Burada mı oturuyorsunuz" diye sordu neşeyle. "Yeni geldik" dedik. İçten gülen, mavi gözleri vardı. "Ben de Bulgar göçmeniyim" deyip koşturarak gidiverdi.
Bulgar göçmeni... Hollanda'ya yaptığı ikinci göçü olmuş ama esas uzaklığı ilki ölçüyor demek ki.
Yeni yeni sökmeye başladığım Hollandacam bugün ilk defa işe yaradı. Sabah tramvay beklerken, karımla aramızda Türkçe konuştuğumuzu gören orta yaşlı bir kadın bize yanaştı ve "Hollandaca biliyor musunuz" diyerek elindeki kâğıt parçasını uzattı. Türkçesi de kırık döküktü biraz: "Temizliklere gidiyorum, ev sahibi geçen hafta bu notu yazıp verdi, kediler hakkında, ne diyor?"
Nota baktım; soru bildiğim yerden gelmişti. "Beyaz kediyi sakın dışarıya bırakma, diğer iki siyah kedi çıkabilir!" Tercüme ettim.
Kadın ferahladı. Sonra "Burada mı oturuyorsunuz" diye sordu neşeyle. "Yeni geldik" dedik. İçten gülen, mavi gözleri vardı. "Ben de Bulgar göçmeniyim" deyip koşturarak gidiverdi.
Bulgar göçmeni... Hollanda'ya yaptığı ikinci göçü olmuş ama esas uzaklığı ilki ölçüyor demek ki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?