karşılaşmalar - akşam kahvesi okumaları


* Miraç Zeynep Özkartal, Milliyet'te çok güzel röportajlar yapıyor. Bir Pazartesi serisi; okumadan geçmeyin... Sonuncusu AKP'nin Dış İlişkilerden Sorumlusu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'leydi. Ufak bir not düşeyim: Çelik, Özkartal'ın siyaset bilimci Lipset'i içeren sorusuna "Lipset'i de biliriz Hannah Arendt'i" diye cevap vermiş. Böbürlenmesine hiç gerek yok. "Lipset'i de (Stein) Rokkan'ı da bilirim", deseydi artı puanı yazardım; zira onlar siyaset literatüründe Zeki-Metin gibi bir ikili haline gelmişti. Hem Arendt nere Lipset nere? Neyse, röportaja buradan buyurun. 

* Birazcık rötarla Hürriyet'ten Tolga Tanış'ın röportajı... Tanış Küba'ya gidip, adada Kolombiya hükümetiyle barış görüşmeleri yürüten FARC liderleriyle konuşmuş. Önemli, çünkü gazetelerimiz artık bu tip haberlere para harcamıyor. (Burada okuyabilirsiniz.)

* Semih Kaplanoğlu, benim bugüne kadar en severek okuduğum köşe yazılarını kaleme aldı. Daha sonra İletişim Yayınları'nın kitap olarak da bastığı 'Karşılaşmalar' köşesi efsanedir. Tadımlık bir yazı paylaşayım diye Radikal'in arşivine girmeye çalıştığımda epey dolanmak zorunda kaldım. Gazete sağolsun eskilere ulaşmamızı istemiyor; ama kapıyı da tam kapatmamış; bir aralık bulup sızıyorsun içeri. Bir eski yazıya buyurun. Bisiklet Üzerinde...

"(...) Aynı uçaktaydık ama bisikletleri kiraladığımız yerde tanıştık. Benden çok daha genç. İkimizin de K'ya gitmek için yola çıktığını, mesleklerimizi ve birbirimiz hakkındaki önemsiz bir sürü ayrıntıyı kiralama formlarını dolduran kızın sorularını yanıtlarken öğrendik. Yol boyu hiç konuşmadığımız ama ancak K'ya vardığımızda anlayacağımız bir ayrıntı ikimizi çok daha kuvvetli bir şekilde birbirimize yaklaştıracak..."

* İşte bu da müthiş bir başka hikâye. Semih Kaplanoğlu usülü bir karşılaşma diyelim. Yazıldıktan ancak 71 yıl sonra yayımlanabilen bir köşe yazısı. Washington Post'tan...

Altta, 82 yıl öncesinden çıkagelen bir Vogue kapağı. Harika!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen ne dersin?

zamanım yok

O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...