konsantrasyon


Dino Bey’den biliyorum; beş-altı yaşındaki çocuklara okulda tüm görevler veya uğraşlar on beşer dakikadan veriliyor. Çocuktan bir uğraşa on beş dakika konsantre olması bekleniyor. Vakit varsa, elindekiyle daha fazla uğraşabilir. Ama altına düşmemesi bekleniyor. Zorlandıkları oluyor; neticede zihinleri farklı çalışıyor, uyaran çok. Eh, bir de çocuk bunlar!


Ama o on beş dakika… Ben iş baskısının kendini fazladan dayatmadığı sıradan bir günde, biz yetişkinlerin herhangi bir konu, iş, uğraş üzerinde on beş dakika kesintisiz konsantre olabileceğini pek sanmıyorum. Film izlerken, kitap okurken bile zihnimiz farklı yerlerde geziyor. Çalışırken, yürürken, seyahat ederken… Hep kendi zihnimizin dışındayız. Bugün piyasada en kıymetli şey zamanımızdır, dikkatimizdir ifadeleri yeni değil. Ama sanırım artık bu dikkat, ona talip olan herhangi biri için değil bizzat kendimiz için de fazlasıyla kıymetli.


Çocukların on beş dakikası bize lüks artık. Dikkat ve konsantrasyon bizim için hayatiydi. Şimdi değilmiş gibi davranıyoruz. Ama nasıl yapacağız, ne kadar yapacağız elimizde bunlar olmadan?


*

Resim, Edward Hopper'ın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen ne dersin?

eve dönmenin yolları

Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...