Dağ başında bir bakkal dükkânı. Muz ve incir tezgâhlarının yakınında. Dışarısı kavruluyor, içeride klima serinliğinden burnunu çıkarmak istemeyen 14-15 yaşlarında bir çocuk, dükkân sahibi sıfatıyla oturuyor.
Gazeteleri önüne koyuyorum. Para üstü hesaplarken, birinin fiyatına şaşırıyor:
“Oha üç buçuk lira olmuş bu” diyor.
Tepkileri yaşından büyük. Ben de ona ayak uyduruyorum.
“Diğer gazete de ucuz değil” diye hayıflanıyorum. Sahi ucuz değil, o da üç lira. “15 liraya da gazete var” diyorum, iç çekerek.
“Kim okur abi bunları” diye gülüyor.
Gazeteleri alıp çıkıyorum dükkândan. Muzların, incirlerin sıcağına.
Dergi ve gazeteleri okuyanlar çok azaldı artık... Herkesin elinde telefon bilindik sosyal medyada geziniyorlar...
YanıtlaSilyapacak bir şey yok, çağ bunu gerektiriyor; gazetelerin mevcut içeriği de hakikaten hiç cezbetmiyor; yine de okunmaları lazım. gazetesiz olmuyor.
SilKesinlikle katılıyorum.
SilEskiden evimize iki günlük gazete girerdi. İnternetin yaygın olmadığı yıllarda... Hele yerel gazeteler can çekişiyor. Bir gazete mühim bir şey hediye edeceği zaman, sabahın erken saatinde bayinin yolunu tutardık. Bulmaca eki veren gazeteler daha çok satardı. Hey gidi günler! Bir devir kapandı sayılır.
YanıtlaSilYerel gazeteleri de esnaf birkaç tane alırdı ve epey ilginç haberler de barındırırdı. Bir ara onlar üzerine yazmak istiyorum.
SilBloğunuzu Momentosta görüp geldim
YanıtlaSilHoşgeldiniz🖖
SilEskiden her sabah gazete alırdım, özellikle de hafta sonları gazete keyfi yapmaya bayılırdım ama artık içim daralıyor baktıkça gazetelere. Yarısı yalan yanlış haberlerle dolu, diğer yarısındaki haberler içinse keşke gerçek olmasa diyor insan.
YanıtlaSilBen yazıdaki gibi hâlâ alıyorum; okunacak gazeteler halen var. Ama biraz inceler tabii.
Siltuhaf. geride bıraktığımız her şey nostaljik anı olarak kalıyor. yazıyı ve yorumları okuyunca ben de epey geriye gittim. o vakitler şimdiki adım başı market vs yok. gazeteye ulaşmak için epey yol katetmek lazımdı. evdeki her işi sıraya koyduğumuz kardeşlerle haftasonları gazeteyi almak için yarışırdık adeta. bilmeceler, bulmacalar, haftasonu ekleri. ben hürriyetin cumartesi günleri spor sayfasında amatör futbol liglerinin fikstür ve puan cetveli için çırpınırdım daha çok.. lider olanı değil de ismi hoşuma giden takımları tutardım. selamsız, çıksalın, Yıldıztabya, tophane tayfun ilk aklıma gelenler.
YanıtlaSilmilliyetin arka sayfasında rahmetli hasan plur abimiz vardı sonra. şimdi. sadece piknikte, balkonda sofraltı vs olarak kullanılması biraz hüzünlü. biraz buruk.. biraz biraz..bilemedim şimdi
benim çocukluğumda bir de kartondan evler ve çizgiromanlar vardı. paylaşmak, çekişmek ve kardeşlerle sıraya koymak için.
YanıtlaSil