cam siliciler

Sabah... Evden çıkmak üzereyim. Televizyon açık. Kumandadan Felemenkçe kanallar akıp gidiyor.

İrkiliyorum birden...

Camda bir fırça. Fırçaya bağlı bir hortum, su püskürtüyor. Acelesiz, bir aşağı bir yukarı fırçalanıyor penceremiz. İkinci kattayız ve birisi camlarımızı temizliyor.

Çantamı alıp dışarıya çıkıyorum (itiraf ediyorum, hep bu cümleyi yazmak istemiştim.)

Sokakta, evin karşısında küçük bir araba. Arabadan bir hortum çıkıyor. Hortumun ucunda elinde upuzun fırçasıyla bir adam duruyor. Keyfi yerinde; şarkı söyleyerek işini yapıyor.

İşini yaptığı yere, bizim evin penceresine bakıyorum. O da bana bakıyor. "Ne güzel hava, değil mi" diyor. "Evet, güzel" diyorum. Camları işaret ediyor. "Şimdi biter, az kaldı."

"Peki"  diyip uzaklaşıyorum evden. Diğer sokaklarda da aynı görüntü. Camlar yıkanıp siliniyor. Amsterdam'da bazı evlerin pencereleri çok büyük ve içeriden temizlenmesi imkânsız. Bu yüzden güzel havalarda, dördüncü kata kadar uzanan fırçalarıyla profesyoneller yapıyor bu işi. Demek ki, yeni taşındığımız bu ev de onların kapsama alanındaymış.

Bir saat sonra geri döndüğümde camı çerçeveyi temiz, faturayı kapıda buluyorum. 25 euro...


2 yorum:

  1. Manchester'da yaşarken benzer bir durumu ben de yaşamıştım. Odamın penceresinde önce bir fırça ardından bana el sallayan iri yarı, uzun sarı saçlı bir adam görünmüştü. Adamın ne yaptığını anlayınca kahkahayı koyvermiş,ben de ona el sallamıştım.

    YanıtlaSil
  2. Evet, o ilk on saniye zor :) Sonra alışıyor insan.

    YanıtlaSil

Sen ne dersin?

eve dönmenin yolları

Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...