ırgatlar arasında - kayıp belgesel kuşağı 1

Orhan Kemal, ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’nin (1954) ikinci baskısında, romanda yaşananların ‘hakikat’inden nasıl emin olduğunu anlatıyor: 
“ (…) Bu kitap, kendi bilgi ve görgülerim dışında, bir lokma ekmek için kötü iş şartları içinde zehir gibi bir hayatı yaşayanlardan derlenmiş malzemeyle meydana gelmiştir. Yayımlanmadan önce, çeşitli ırgat, usta, usta yardımcısını toplayarak bir gece sabaha kadar okudum onlara. Dinlediler. ‘Pardon,’ dediler, ‘bu, bu kadar olur. Bütün anlatıkların doğru. Eksik bile. Çukurova’nın bereketli topraklarında öyle işler olur ki, aklın durur. Sana anlatsak, bir değil beş roman çıkarırsın…’” 
*
1950’lerdeki o geceye gidebilseydik… Orhan Kemal’in, çevresinde toplanan ırgatlara ve işçilere; roman karakterlerinin, Pehlivan Ali’nin, Köse Hasan’ın, İflahsızın Yusuf’un, Hidayetin Oğlu’nun, Irgatbaşı Cemo’nun, Fatma’nın, Katip Bilal’in, Laz Kılıç’ın şivelerini de taklit ederek, gürül gürül yaptığı okumaya tanıklık edebilseydik… Bir odaya, belki büyücek bir salona toplaşmış emekçilerin, yoğun sigara dumanı altında, çay kaşıklarının şıkırtıları arasında, arada bir esneseler de dikkatlerini diri tutarak, onaylayarak, hımm hımm ederek can kulağıyla yazarı nasıl dinlediklerini görebilseydik… 

Bereketli Topraklar Üzerinde’yi bir de böyle ‘okumak’ isterdim. Ben de, Orhan Kemal ve yanındaki emekçiler gibi, geceden başlar, seyrede seyrede sabahı ederdim. 

Bugün olsa, böyle bir gece kayıt altında olurdu. Yakın geçmişte yok… Belki yokluğuyla var.

Memleket edebiyatına, toplumsal hayatına dair ‘kayıp’ belgesellerin en güzellerinden, en dramatiklerinden biri bu. 

Kayıp nice belgeselden sadece biri… 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen ne dersin?

zamanım yok

O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...