kosova notları - blair ve adaşları
Tony Blair’in şu dünya üzerinde en sevildiği yer neresi? Kendi evi değilse, muhtemelen Kosova’dır. Taze başkent Priştine’ye girdiğimizde bütün caddelerin Blair’in afişleriyle donatılmış olduğunu gördük. Üzerlerinde “Blair, bir lider, bir arkadaş, bir kahraman” yazıyordu.
Ama bunca teveccühe rağmen, Kosova, en çok Blair’in sevildiği bir üke de değil. Afişleri ilk gördüğümüz yerin Priştine’nin havaalanı yönündeki Bill Clinton Bulvarı olduğunu söylemeliyim. Üstelik bulvarda afişlerden de önce göze çarpan, Bill Clinton’un heykeliydi.
Kosovalı Arnavutlar, 1999 savaşında Sırp baskısını kıran NATO operasyonunu en çok destekleyen iki lider Clinton ve Blair’i unutmamışlar. Ben Priştine’ye gelmeden üç gün evvel Blair başkentteydi. Onur madalyası aldı, kendi adını taşıyan Arnavut çocuklarla buluşup fotoğraf çektirdi.
Yeni doğan bir devlette bu tip jestler doğal. Kosovalılar kimseye minnet etmeden de varlıklarını sürdürecektir. Sadece şimdi biraz kafaları karışık; her şeyi yapmak isteyip, bu isteğin ağırlığı yüzünden hiçbir şey yapamayacak gibi bir halleri var. Askerliğimin sona erdiği gece, 00:00’da, Kıbrıs Paşaköy’deki birliğimden ayrılıp doğrudan Ercan Havaalanı’na yollanmıştım. Sivil hayatımın ilk dakikaları müthiş bir rahatlamayla geçti, askerlik boyunca hayalini kurduğum her şeyi aklımda sıralamaya çalıştım. Olmadı, aklıma yapacak hiçbir şey gelmiyordu. Oturup sabaha kadar kahve içtim.
Kosovalılar işte benim Ercan’daki halime benziyor. Devletlerinin bu ilk yıllarında (2008’de bağımsızlık ilân ettiler) akıllarına yapacak çok bir şey gelmiyor gibi. Onlar da oturup sürekli, buralarda nedense çok popüler olan macchiato içiyorlar.
Ama rahatlayıp değişecekler. Bu da çok net görünüyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
zamanım yok
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
Biz Bağışladığın özgürlüğe yeğdir biçtiğin zından sonsuz güzelleşecek dünya biz kurduğumuz zaman senin verdiğin umudu ...
-
"(...) Yani bir eskrim sporu niye var diye soruyorduk Konservatuvar’a girdiğimizde. Niye eskrim diye ders var? Rahmetli Sait Tayla çok...
-
Melvyn Bragg’ın ‘In Our Time’ podcast’ında Hititler bölümü ... Üç akademisyen (ki biri Bilkent’ten İlgi Gerçek) oturup konuşuyor Bin tanrılı...
-
İranlı bir kadının işlettiği bir kafedeyim. Bir ay önce yine buraya gelmiştim. Verdiğim siparişi hatırladı: Çırpılmış yumurta ve Americano (...
-
Javaplein'deki kütüphaneye geldim. Birkaç Türk oturmuş, kütüphanenin orta yerinde siyaset konuşuyorlar. Yaşlıca bir adam "Türkiye’...
-
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?