bana ne okuduğunu söyle



Almanya dün yeni cumhurbaşkanını, Christian Wulff’u, artık salt çoğunluğun yeterli olduğu üçüncü turda seçti. Angela Merkel destekledi, zorladı, Wulff’un isminin etrafında ittifak kurulmasını istedi; ama kendi partilileri bile topyekûn destek vermedi. Türkiye medyasında muhtemelen bir daha adını bile duymayacağımız cumhurbaşkanının seçimi de gösteriyor ki, Hıristiyan Demokratlar’ın (CDU) büyük ortak olduğu koalisyon her an göçebilir.



Seçim başka bir işe yaradı. Bizde pek yapılmıyor ama Frankfurter Allgemeine, oylamalar öncesi adaylara favori kitaplarını sormuş, üzerine bir de analiz yapmış. Wulff’un yanıtı, Antoine de Saint-Exupery’nin Küçük Prens’i. CV’sinde Doğu Almanya kökenli insan hakları aktivisti yazan rakibi Joachim Gauck ise –ki kılpayı kaçırdı cumhurbaşkanlığını- Ernest Hemingway’den Çanlar Kimin İçin Çalıyor demiş.

Ama benim favorim sürpriz istifasıyla Almanya’yı seçime götüren eski Cumhurbaşkanı Horst Koehler’in tercihi. Koehler, Bohumil Hrabal’ı seçmiş. Hani şu mükemmel kitap Sıkı Kontrol Edilen Trenler'in Çek yazarı. Ama seçtiği kitap o değil, Türkçe’ye henüz çevrilmeyen bir başkası: I Served the King of England.

Üç yazar da Alman değil, garip.

Bizden tahminlerim: Tayyip Erdoğan Mehmet Akif Ersoy’dan Safahat derdi, Abdullah Gül Necip Fazıl Kısakürek’ten Çile, Kemal Kılıçdaroğlu Nazım Hikmet’ten Memleketimden İnsan Manzaraları. Hepsi de Türk, hepsi de şair… Öyle geldi niyeyse.

PS: Bu arada Frankfurter Allgemeine yazmak ne zevkliymiş. İnsanın tekrar tekrar yazası geliyor. Bir de Almanca bilseydim.

2 yorum:

  1. Frankfurter Allgemeine...Frankfurter Allgemeşne...Frankfurter Allgemeine...hmmm...frankfurter kısmı çok zevkli, allgemaine kısmı biraz kasıyor. allgemanie olsa daha güzel olur kanısındayım.

    YanıtlaSil
  2. evet, öyle de güzelmiş.

    YanıtlaSil

Sen ne dersin?

zamanım yok

O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...