duvardan duvara dünya kupası
Çok özlemiştik, nihayet geldi çattı Dünya Kupası. Buradan Güney Afrika’ya gidebilecek birkaç şanslı kişi, beraberinde bir iki tişört, vuvuzela ve anahtarlık getirecek. Evin görünür yerlerinde birkaç ay süründükten sonra, “atsan atılmaz satsan satılmaz” kabilinden diplere köşelere itilecek birkaç hatıra işte. Şu yukarıda gördüğünüz resimlerin durumu ise başka. Onlar kupanın resmi tasarımları; evinizin duvarlarını şenlendirebilecek neşeli baskılar. Tabii cüzdanınız müsaitse, çünkü günahı 170-250 euro arasında değişiyor.
Yani çok istesem de bu kupanın tasarımlarını pas geçiyorum. 2012 ve 2014 de tasarımına göre değişir. Ama 2016’da bu işler daha ucuza mal olabilir. Bu Cuma, 2016 Avrupa Kupası’nın İtalya’da mı Fransa’da mı yoksa nihayet Türkiye’de mi düzenleneceği açıklanacak. Kulislerde dönen mesnetsiz dedikodulara ilaveten bir yan bilgi de ben vereyim. UEFA’nın nihai kararı verecek 16 kişilik yönetim kurulunun en tepedeki üç adamının pasaportu rekabeti doğrudan temsil ediyor: Michel Platini, Şenes Erzik ve Giancarlo Abete… Yani bir Fransız, bir Türk, bir de İtalyan… Türkiye’nin avantajı, taahhütlerinin (Ankara, Konya, Antalya, Bursa, İzmir ve Eskişehir’de yeni stat inşası, mevcut statların restorasyonu –ki 1,5 milyar dolar tutuyor- artı 38 milyar dolarlık otoyol ve demiryolu bağlantıları) devlet tarafından üstlenilmesi. Fransa ve İtalya meseleyi doğrudan özel sektöre ihale ediyor. Hal böyleyken, bu kriz ortamında, Türkiye’nin önü açılabilir.
İşte o zaman, 2016 tasarımlarını da daha ucuza mal edebilirim. Hem bu işi kotaracak sanatçıların bazılarını şimdiden tanıyorum.
Tasarımların tümünü bulabileceğiniz adres şurada. Bana ısrarla hediye almak isteyenleriyse en sondaki resme yönlendirmek isterim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ilk burdurlu
A. ile bir kafeden çıkmıştık ki, aceleyle dönüp bir şey unuttum mu diye masanın üzerine bir daha baktım. Unutmamışım. O sırada yanımızda bir...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
Biz Bağışladığın özgürlüğe yeğdir biçtiğin zından sonsuz güzelleşecek dünya biz kurduğumuz zaman senin verdiğin umudu ...
-
"(...) Yani bir eskrim sporu niye var diye soruyorduk Konservatuvar’a girdiğimizde. Niye eskrim diye ders var? Rahmetli Sait Tayla çok...
-
Melvyn Bragg’ın ‘In Our Time’ podcast’ında Hititler bölümü ... Üç akademisyen (ki biri Bilkent’ten İlgi Gerçek) oturup konuşuyor Bin tanrılı...
-
İranlı bir kadının işlettiği bir kafedeyim. Bir ay önce yine buraya gelmiştim. Verdiğim siparişi hatırladı: Çırpılmış yumurta ve Americano (...
-
Javaplein'deki kütüphaneye geldim. Birkaç Türk oturmuş, kütüphanenin orta yerinde siyaset konuşuyorlar. Yaşlıca bir adam "Türkiye’...
-
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?